Hoca Nasreddin Sokak



Osman Gazi Sokağı ile Nurbaba Caddesi’nin kesiştiği Caddeden başlayan sokak, devamında boş bir araziye açılmaktadır. İsmail Ağa Sokağı ile Kazım Karabekir Sokağı arasında ve bu ikisine paralel uzanan sokak, adını evliyaullahtan Nasreddin Hoca’dan almıştır.


Hoca Nasreddin Sokak

Hoca Nasreddin Sokak

Osman Gazi Sokağı ile Nurbaba Caddesi’nin kesiÅŸtiÄŸi Caddeden baÅŸlayan sokak, devamında boÅŸ bir araziye açılmaktadır. İsmail AÄŸa Sokağı ile Kazım Karabekir Sokağı arasında ve bu ikisine paralel uzanan sokak, adını evliyaullahtan Nasreddin Hoca’dan almıştır. 13. Yüzyıl Anadolusu’nda yaÅŸamış büyük bir âlim ve kibar-ı evliyâdan (Evliyanın Büyüklerinden) bir zâttır. Ancak onu daha çok ders ve ibret veren fıkraların kahramanı olarak tanırız. Yazıya geçirilmiÅŸ ilk Nasrettin Hoca hikâyesi 1480 tarihli Sarı Saltuk’un hayatını anlatan Ebu’l Hayr Rumi’nin Saltuknamesi’de bulunmaktadır. Fatih Sultan Mehmet’in oÄŸlu Cem Sultan’ın ÅŸehzâdeliÄŸi esnasında verdiÄŸi talimat üzerine Ebu’l Hayr Rumi tarafından Saltukname yedi hattatlığına, sonra da Genel Kurmay serhattatı (hattatların başı) hocası Mehmed Nazif Efendi’nin ölümü üzerine bu matbaaya geçmiÅŸtir. Bu görevi sırasında Yıldırım Orduları Gurubu emrinde Almanya’da Berlin’de Harita Dairesi’nde bir yıl çalışmıştır. Mütarekeden sonra askeri vazifesinden istifa etmiÅŸ ve yazı üzerine bir iÅŸyeri açarak serbest çalışmıştır. Hattat Hâmid Bey Türk matbaacılığına çinkografi, çelik üzerine resim ve yazı hak etme yani gravür, kabartma ve lüks baskı tekniÄŸini de ilk getirenlerdendir. ÅžiÅŸli Camii’nin eÅŸsiz yazıları ile birçok evlerde, salonlarda ve iÅŸyerlerinde Mısır ve Irak’ta, bir çok ülkede onun binlerce nefis yazısı vardır. Bütün İslam âleminden, hatta Japonya’dan bile birçok öÄŸrenci yetiÅŸtirmiÅŸtir. Hattatın son yazılarından biri, Kırk Hadistir. 1982’de vefat eden hattatı vasiyeti üzerine Karacaahmet’te Åžeyh Hamdullah’ın yakınına defnedilmiÅŸtir. senelik bir çalışma sonucunda Türk sözlü geleneÄŸinden toplanarak 1480’de kitaplaÅŸtırılmıştır. Nasreddin Hoca Selçukluların son devrinde yaÅŸamıştır. İnsanlara doÄŸru yolu gösteren, iyilikleri bildiren ve kötülüklerden sakındıran bir veli idi. Bu iÅŸi yaparken tabiatı icabı kendisine has bir yol tutmuÅŸtur. Böylece hakkın anlatılması ve cemiyetteki bozuk yönlerin düzeltilmesi için, meseleyi halkın anlayacağı bir üslub ile gayet manidar latifeler halinde kısa ve öz olarak dile getirmiÅŸtir. Sosyologlar ve psikologlar, insanı ve cemiyeti tanıyıp, onların çeÅŸitli yönlerini  incelemek için onun latifelerinden çok istifade etmiÅŸlerdir. Nasreddin Hoca fıkraları, batı dillerine de çevrilmiÅŸ ve bu dillerde Hoca hakkında mühim neÅŸriyat yapılmıştır. Bugün Konya AkÅŸehir’deki kabri onu sevenler tarafından ziyaret edilmektedir.