VALÄ°DE-Ä° ATÄ°K KERVANSARAYI
Kervansaray, 1583'de Mimar Sinan tarafından, Nurbânu Valide Sultan adına camii ile beraber inşa edilmiştir.
VALÄ°DE-Ä° ATÄ°K KERVANSARAYI
Kervansaray, 1583'de Mimar Sinan tarafından, Nurbânu Valide Sultan adına camii ile beraber inÅŸa edilmiÅŸtir. Bu muhteÅŸem külliye için, Valide-i Atik Camii, bimarhanesi, imareti ve tabhanesi bahislerine bakınız. Misafirhane ismiyle de bilinen kervansaray, bimarhane ve imaret binalarıyla, BaÄŸlarbaşı Caddesi arasında uzanan büyük bir yapıdır. Evliya Çelebi Seyahatnamesinde, misafirhaneden Orta Valide Kervansarayı diye bahseder ve; "Bu da cami ve imarethane yanındadır. Yüzer ocaklı, biner beygir alır misafirhanedir. BaÅŸka develiÄŸi de vardır." der. Her odada bir ocak olduÄŸuna göre 100 oda var demektir. Kervansarayların çalışma tarzı için Mihrimah Sultan Kervansarayı bahsine bakınız. Kervansarayın Toptaşı Caddesi'ne ve BaÄŸlarbaşı Caddesi'ne açılan kapıları vardır. Toptaşı Caddesi'ne bakan kapı, imaret ve bimarhanenin de cümle kapısı olup bu muhteÅŸem kapıdan girip, karşısına isabet eden kapıdan Büyük Avluya geçecek olursak, buranın saÄŸ tarafının imaret, sol tarafının bimarhane ve tam karşısında kervansaray olduÄŸunu görürüz. Arazinin meylinden dolayı imarethane ve bimarhaneye göre yüksektir. Bunlar arasında merdivenler vardır. Kervansaray, imaret ve bimarhanenin revaklı odalarının üzerine oturtulmuÅŸtur. BaÄŸlarbaşı Caddesi üzerinde iki kapısı vardır. Bu kapılardan dikdörtgen biçimindeki avlulara girilir. SaÄŸdaki yani medrese kapısı karşısındaki kapıdan, Seyyidler, fieriÅŸer ve eÅŸraf gibi itibarlı misafirler binekleri ile beraber alınırlardı. Kapıların üzerinde kapıcıların odaları bulunuyordu. Bunlardan biri hâlâ durmaktadır. Kapıların tam karşısında mermer sütunlu ve baÅŸlıklı bir saçak ve bunun arkasında da bir dönem hapishane olarak kullanılan esas kervansaray binaları bulunmaktadır.
Bunlar üç bölümden oluÅŸuyordu. Kervansaraylar idare bakımından iki tipe ayrılıyordu. Vakıf olanlar parasızdı. Valide-i Atik Kervansarayı da vakıf idi. Bu nevi kervansaraylarda yolculara eÅŸyalı odalar ve bedava yemek verilir ve iÅŸlerine bakılırdı. Bu asırlarda bunun örnekleri Avrupa'nın hiç bir yerinde yoktu. Bu bakım yalnız üç gün sürerdi. Gece olunca kervansaray kapıcısı cümle kapısını kapatırdı. HerÅŸeyden mesul o idi. Kervansarayın etrafında daima bekçiler bulunurdu. Sabah namazından evvel eÅŸyalar yoklanır, herÅŸeyin tamam olduÄŸu görüldükten sonra kapılar açılırdı.
Gece asla kapı açılıp, içeriden dışarıya veya dışarıdan içeriye kimse alınmazdı. Evliya Çelebi, Ä°stanbul'da 12, Üsküdar'da ise 11 kervansarayın bulunduÄŸunu belirtmiÅŸtir. Kervansarayların bu ÅŸekilde denk olması Üsküdar'ın ne kadar hareketli ve mühim bir konaklama merkezi olduÄŸunu gösterir. Valide-i Atik Kervansarayı'nın hemen yakınında, Atpazarı'nda bir çok özel ve paralı hanlar vardı. Bir menzil olan bu ahÅŸap hanlar yakın zamana kadar mevcuttu ki, en meÅŸhuru Suluhan idi.
YORUMLAR