Üsküdar’da Aydınlatma
Bu harika beldeye akşam karanlığı ayrı bir güzellik katmaktadır. Akşamları Üsküdar’ın sahili, cadde ve sokakları rengarenk ışık cümbüşüne bürünmektedir. İnsan ruhunu dinlendiren güzelim Üsküdar gecelerinin Osmanlı döneminde ne şekilde aydınlatıldığı, cadde ve sokakların nasıl ışıklandırıldığı merak konusudur.
Osmanlı Üsküdar’ında Aydınlatma
Ä°stanbul; Asya ve Avrupa kıtalarının birleÅŸtiÄŸi, doÄŸu ve batı medeniyetlerinin buluÅŸtuÄŸu zengin tarihi dokusu, derin bir muhtevaya sahip kültürel birikimi, harika tabiatı ve her dönemde medeniyetlere beÅŸiklik etmesi nedeniyle dünyanın en önemli ÅŸehirlerinden biridir.
Bu ÅŸehrin en önemli merkezlerinden biri Üsküdar’dır. Üsküdar, Ä°stanbul’un Asya kıtasındaki en eski yerleÅŸim birimidir. Tarih boyunca pek çok uygarlığa ev sahipliÄŸi yapan Üsküdar Fetihten önce bir islam ÅŸehri olmakla Ä°stanbul’un fethine de tanıklık etmiÅŸtir.
Bu harika beldeye akÅŸam karanlığı ayrı bir güzellik katmaktadır. AkÅŸamları Üsküdar’ın sahili, cadde ve sokakları rengarenk ışık cümbüÅŸüne bürünmektedir. Ä°nsan ruhunu dinlendiren güzelim Üsküdar gecelerinin Osmanlı döneminde ne ÅŸekilde aydınlatıldığı, cadde ve sokakların nasıl ışıklandırıldığı merak konusudur.
Osmanlı döneminde temel aydınlatma aracı mumdu. Ayrıca çıra kandili diyebileceÄŸimiz meÅŸale, çıra ve baÅŸka kolay alev alan aÄŸaçların taşındığı, demir bir sırığa baÄŸlı ilkel bir aydınlatma aracı mevcuttu. Bunları taşıyan, meÅŸaleyi tutuÅŸturan ve gezdiren görevliye meÅŸaleci denirdi. Erken Osmanlı döneminde sokaklarda ışıklandırma olmadığı için fenerler taşınırdı. Fenerler bakır, bronz veya gümüÅŸten yapılarak, camlı taşınabilir kandillerdir. Yatsı namazından sonra sokaklarda fenersiz dolaÅŸmak IV.Murat döneminde (1623-1640) yasaklanmıştı.(1)
Osmanlı Üsküdar’ında sokakların aydınlatılması 19.y.y’a kadar söz konusu bile edilmemiÅŸtir. Fenersiz sokaÄŸa çıkmanın yasak olduÄŸu bu dönemde gece bekçileri ellerinde fenerlerle gezerlerdi. Daha sonraları hali vakti yerinde olanlara ve devlet ricaline yalı ve konaklarının önlerine fener asma zorunluluÄŸu getirilmiÅŸtir. Kapı önlerine asılan bu fenerlere ilk sokak lambaları diyebiliriz.
Tanzimat’la birlikte kent hizmeti önem kazanmaya baÅŸlamıştır. Düzenli olarak sokak aydınlatması Tanzimat sonrasında gündeme gelmiÅŸtir. Tanzimat’la birlikte batının çaÄŸdaÅŸ kent olgusu Osmanlı ÅŸehirlerini, özellikle de Ä°stanbul’u etkilemiÅŸtir. Bu etkilenmeden en çok Eminönü, BeyoÄŸlu ve Üsküdar nasibini almıştır. Bu dönemde sokakların aydınlatılmasının medeniyet eseri olduÄŸu belirtilerek dükkanların önlerine kandil asılması gereÄŸi ortaya çıkmıştır. Ä°steyenler evlerinin önüne de kandil asabileceklerdi. Takip eden zamanda Meclis-i Vala-i Ahkam-ı Adliye kararı üzerine hali vakti yerinde olan kiÅŸiler hane ve yalılarının önlerinde yıl boyunca kandil yakmaya mecbur tutulmuÅŸlardı. Halk içinden bu durumu benimseyenler hükümet nezdinde takdir görüyorlardı. Böylece sokaklarda kandil ve fener yakılması yaygınlaÅŸtı. (2)
1850’lerin sonunda ABD’de Pennsylvania’da bulunan petrol kısa zamanda ticari bir mal olarak Osmanlı’ya girmiÅŸti. Petrol hızla aydınlatma araçlarının yerini aldı. Çünkü bal mumu ve zeytinyağı gibi aydınlatma araçlarından daha verimli yanmakta idi. Petrol beraberinde depolama sorununu da getirdi. Patlamalara karşı önlem almak için yerleÅŸim birimi dışında depolar kurularak gaz depolaması saÄŸlandı. Ä°lk gaz depolarından biri Çubuklu’da kurulmuÅŸtur. (3)
Kırım harbinden sonra Åžehremaneti’nin kurulması ile birlikte ÅŸehrin sokaklarının aydınlatılması düÅŸünülmüÅŸtü.(4) O zamanlar sokakların aydınlatılması ÅŸehrin güvenliÄŸi ile ilgili bir sorun olarak görülüyordu. Yabancı bir giriÅŸimci olan Hers 1864’de dönemin güvenlik iÅŸlerine bakan en yüksek mercii olan Bab-ı Zaptiye Nezareti’ne baÅŸ vurarak sokakların petrol (gaz yağı) ile aydınlatma imtiyazını aldı. Ä°mtiyaz gereÄŸince Ä°stanbul, Üsküdar ile BoÄŸaziçi ve Marmara kıyılarındaki köy ve mahallelerin sokaklarının aydınlatılmasını taahhüt etmiÅŸti. Her ay için lamba başına imtiyaz sahibine 22,5 kuruÅŸ ödenecek, gaz lambalarının yerleri Zaptiye Nezareti tarafından belirlenecekti. Fenerler yaz ve kış güneÅŸin batmasından itibaren yakılacak, güneÅŸ doÄŸuncaya kadar yanık kalacaktı. Her mahallenin sokaklarında yakılan gazyağı fenerlerinin bedeli, zaptiye idaresi tarafından mahalle imam ve muhtarları eliyle her ay halktan tahsil edilecekti. 1877 yılında gazyağı bedellerinin tahsili Tenviriye Resmi adıyla belediyelere verildi.
Dünyada modern ve çaÄŸdaÅŸ anlamda cadde ve sokakların aydınlatılması 19.y.yılın başında Havagazının elde edilmesiyle baÅŸladığı söylenebilir. 18.y.yılın sonunda havagazını Belçika’lı Minckelaers ilk kez elde etmiÅŸtir. Fakat havagazının geliÅŸimini Ä°ngiliz Murdock saÄŸlamıştır. Londra’da tesisi edilen fabrikadan elde edilen havagazı ile ilk olarak 1812 yılında Londra sokakları aydınlatılmıştır. Daha sonraki yıllarda havagazı ile aydınlatma yaygınlaÅŸmış, ABD’de Baltımore ÅŸehri 1817, sonra Paris 1820 yılında havagazı ile aydınlatılmıştır. Ä°lk büyük Havagazı ÅŸirketi 1812 yılında Londra’da kurulan Gas Light and Coke Co’dur. (5)
Dünyada havagazından faydalanılarak ilk sokak aydınlatmasının gerçekleÅŸmesinden 44 yıl sonra Ä°stanbul’da Dolmabahçe Sarayının havagazı fenerleri ile aydınlatıldığına ÅŸahit oluyoruz. Tanzimat’ında etkisiyle batı standartlarında yapılan sarayın aydınlatılması için 1856 yılında saray has ahırlarının bulunduÄŸu yerin arka kısmında Dolmabahçe Gazhanesi tesis edilmiÅŸti. BaÅŸlangıçta sarayın aydınlatılması amacı ile yapılan gazhaneden üretilen gazların, üretim fazlasıyla yakın sokaklara fenerler döÅŸenerek sokak aydınlatması saÄŸlanmıştır. Galata, Pera, Yüksek Kaldırım, Cadde-i Kebir,(6) Pangaltı, Fındıklı, BeÅŸiktaÅŸ, Tophane-i amire, Talimhane ve Saraçhane’ye kadar olan bölge havagazı fenerleri ile aydınlatılmıştır.(7)
a)Kuzguncuk Gazhanesi
Havagazı ile iç mekan ve sokak aydınlatmasında yüksek verim alınması sonucu havagazı tesislerinin yaygınlaÅŸtırılmasına gidilmiÅŸtir. Anadolu yakasında havagazı ile aydınlatma ilk defa Üsküdar kazasına baÄŸlı Beylerbeyi Sarayının aydınlatılması için tesis edilen Kuzguncuk Gazhanesi’nden elde edilen gaz ile gerçekleÅŸmiÅŸtir.
Bugünkü Beylerbeyi Sarayının bulunduÄŸu alanda daha önceden bulunan yapılar, 1851’de çıkan yangında hasar görmüÅŸtü. Bunu bir uÄŸursuzluk sayan Sultan Abdülmecid artık burada ikamet etmemiÅŸ, saray bir süre metruk kalmıştır. Abdülmecid'den sonra tahta çıkan Sultan Abdülaziz (1861-1876) tarafından bugünkü Beylerbeyi Sarayı, Sermimar-ı Devlet olan Sarkis Balyan ve kardeÅŸi Agop Balyan tarafından yeniden yapılmıştır. Sarayın yapımı 1864’de tamamlanmış, 21 Nisan 1865 yılında Sultan Abdülaziz, Beylerbeyi Camiindeki Cuma namazı sonrasında yeni saraya törenle gelmiÅŸtir.(8)
Beylerbeyi Sarayının yapımında ve ihtiyaçlarının giderilmesinde hiçbir masraftan kaçınılmamış ve aydınlatma içinde zamanın önde gelen tekniÄŸi havagazından faydalanılmıştır. Sarayın aydınlatılması için Kuzguncuk Baba NakkaÅŸ Sokağı’nda bir gazhane kurulmuÅŸ, her ne kadar baÅŸlangıçta sarayın aydınlatılması için yapılmışsa da üretim fazlası gazla hem halka, hem belediyeye kolaylık, hem de gelir saÄŸlamak için dışarıya gaz verilmesine ve sokaklarında aydınlatılmasına baÅŸlanmıştır. Beylerbeyi, Abdullah AÄŸa, Ä°stavroz, Burhaniye, Fıstıklı semtlerinin sokakları ile saray tünelleri Kuzguncuk Gazhanesinden elde edilen gazla aydınlatılmıştır.(9) Kuzguncuk Gazhanesi Anadolu yakasının en eski sanai tesislerinden biridir. Üsküdar meydanı ve ana caddeleri ile büyük camilerinde havagazı ile aydınlatıldığını sanıyoruz. Üsküdar cadde ve sokakların modern ÅŸehircilik anlayışı ile aydınlatılması ilk defa Kuzguncuk Gazhanesinde üretilen havagazı ile gerçekleÅŸmiÅŸtir. Ancak bu gazhane zamanla yetersiz kalmış ve ihtiyaca cevap veremez duruma gelmiÅŸtir.
b)Üsküdar-Kadıköy Gaz Åžirketi
Kuzguncuk Gazhanesi’nin yetersiz kalmasıyla birlikte yeni bir gazhane tesis etme çalışmaları baÅŸlatılmıştır. Kadıköy HasanpaÅŸa semtinde yeni bir gazhane tesis edilmesi fikri geliÅŸtirilmiÅŸtir. Kadıköy’de 1891 yılında inÅŸa edilen yeni gazhanenin kurulma çalışmaları, en azından bu konuda fikirsel anlamda inÅŸa tarihinden çok önce gündeme gelmiÅŸti.(10)
Kadıköy’de gazhane inÅŸası ve Anadolu yakasında gaz imtiyazıyla ilgili ilk tekliflerin 1891 imtiyazının verilmesinden iki yıl önce verildiÄŸini görüyoruz.(11) 28 Temmuz 1891 tarihli mukavelename ile Anadolu yakasının havagazı ile tenviri (aydınlatılması) Paris’li demir fabrikatörü Mösyö Åžarl Jorji adına olarak Mühendis Anatoli Barcil’i ile Osmanlı Devleti adına Åžehremini Rıdvan PaÅŸa arasında imzalanarak hayata geçirilmiÅŸtir. Bu anlaÅŸma ile Kadıköy ve Üsküdar ile Anadolu sahilinden Sekizinci Daire-i Belediye (Beykoz) hududuna kadar olan bölgenin maden kömüründen elde edilen gaz ile aydınlatma, ısıtma ve enerjisinden istifade etmesi saÄŸlanacaktı. Ä°mtiyaz müddeti 50 yıl olarak belirtilmiÅŸti.(12)
1892 yılında fiilen hizmete giren Kadıköy Gazhanesi 06 Ocak 1892 tarihinde kurulan Üsküdar-Kadıköy Gaz Åžirket-i Tenviriyesi adıyla faliyetini sürdürdü.(13) Üsküdar-Kadıköy Gaz Åžirketi I.Dünya ÅŸavaşına kadar devamlı çalışmış ise de, savaşın devamı ve bitiminde kısa müddetlerle faaliyetini tatil etmekle beraber gaz üretiminde esas madde olan taÅŸ kömürü yerine zaman zaman zeytin çekirdeÄŸinden de gaz üretilmiÅŸ ve tesisin üretime ara vermesi önlenmeye çalışılmıştır.
Gazhanede üretilen gaz sokak ve iç mekan aydınlatılmasında kullanılıyordu. Cadde ve sokakların aydınlatılması için yerleÅŸtirilen gaz fenerlerinin aralarındaki mesafe 60 metre olarak döÅŸeniyordu. Åžehremaneti 2170 sokak feneri için Üsküdar-Kadıköy Gaz ÅŸirketine 733.333 kuruÅŸ aydınlatma ücreti ödemekteydi. 1900 ile 1914 yılları arasında Üsküdar’ın cadde-sokak, saray-konak, yalı ve camilerinin aydınlatılma ihtiÅŸamı görülmüÅŸtür. Ä°lk defa 1914’de Ä°stanbul’da elektrik üretilmiÅŸse de sokakların elektrikle aydınlatılması 1920’lerde baÅŸlamıştır. Üsküdar-Kadıköy Gaz Åžirketi cadde ve sokak aydınlatması için 2989 adet havagazı feneri yerleÅŸtirmiÅŸti. Bunların 70 adedi parasız, diÄŸerleri ücretli olarak yakılmaktaydı. Fitillerin deÄŸiÅŸimi ve bakımı dahil fenerlerin yakılması Åžehremaneti’ne ayda 85.000 ila 90.000 kuruÅŸ dolayında maliyeti vardı. 1910-1914 tarihlerinde Ä°stanbul genelinde 8742 adet gaz feneri geceleri aydınlatmaktaydı. Aynı dönemde belediye daireleri dahilinde 2316 gazyağı, 277 lüks yakılmakta idi. Bu sayılarla Ä°stanbul’un dolayısı ile Anadolu yakasının birinci ve ikinci derecedeki sokakları geceleyin aydınlatılıyordu. Bütün bu gaz fenerleri Åžehremaneti’nin belirlediÄŸi yerlere konuluyordu.
Fenerler belediyenin belirlediÄŸi vakitten 20 dakika evvel yakılıyor, 20 dakika sonra söndürülüyordu. Fenerleri yakma ve söndürme iÅŸlemini yapan görevliye ‘’fenerci’’ denir. Fenerciler yakalarında gazhane numarası bulunan yazlık ve kışlık üniformalar ile dolaşırlardı. Fenerci elindeki uzun bir çubukla fenerin kapağını açar, sonrada gaz musluÄŸunu çevirirdi. Yine aÅŸağıdan uzanarak ucu çakmaktaÅŸlı sobasıyla gazı yakar, sonra cam kapağı kapatırdı. Fenerci gerektiÄŸi zaman fenerlerin camlarını siler ve gerektiÄŸinde yanıcı kısımdaki havagazı gömleÄŸini deÄŸiÅŸtirirdi. Bütün bu ifadelerden o devirdeki cadde ve sokakların ne kadar mükemmel bir çalışma sonucunda geceleri aydınlatıldığı sonucunu çıkarabiliriz.
Osmanlı Devleti’nin son bulup Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması ile 1924 senesinde hükümetle yapılan ek mukavele ile anlaÅŸma 50 sene daha uzatılmıştı. Türkiye Cumhuriyeti devleti adına Åžehremini Emin Bey, Üsküdar-Kadıköy Gaz Åžirketi adına ÅŸirket idare meclis azasından Arif Hikmet Bey arasında Ekim 1924 yılında anlaÅŸma imzalandı.(14) Eski anlaÅŸma tadil edilerek yeni bir mukavele hazırlanmıştır. Yeni hazırlanan mukaveleye göre imtiyaz hudutları ÅŸöyleydi. Kadıköy, Üsküdar, Anadolu Hisarı belediye sınırları içerisinde bulunan her yeri kapsamaktadır. Kadıköy tarafından Bostancıbaşı Ä°skelesi, Bostancıbaşı deresini takip ederek Ä°çerenköy, Merdivenköy, Libadiye, Muhacirköy, Çakalköy, ve Göksu Deresinden geçerek Akbaba arkasından ve Kabakoz köyleri önünden Åžehitlikten inerek Anadolu Kavağı’na giden hudut dahilindeki yerlere imtiyaz verilmiÅŸtir.(15)
1926 yılında Yedikule Gazhanesini iÅŸleten firma Üsküdar-Kadıköy Gaz Åžirketini satın alarak ‘’Ä°stanbul Havagazı ve Elektrik TeÅŸebbüsatı Sanaiye Türk Anonim Åžirketi’’ adıyla faaliyetine devam etti. Zaten 1920’lerden sonra elektriÄŸin faaliyete geçmesiyle havagazı önemini yitirmeye baÅŸladı. 1938-1944 yılları arasında Kadıköy Gazhanesi müstakil olarak varlığını devam ettirdi. 1945 yılında Ä°ETT’ye devir edildi ve 1993 yılında kapatılıncaya kadar geçen dönemde Ä°ETT çatısı altında hizmet verdi
Bir zamanlar Üsküdar’ın cadde ve sokaklarında havagazı fenerleri, bunları yakıp söndüren fenerciler, gazcılar, fitilciler gibi günün vazgeçilmez manzaraları göze çarpardı. Bugün elektrik lambalarının aydınlattığı Üsküdar sokaklarında fener ve fenercilerin izleri kalmadıysa da, bazı gönüllerde bu izler hala yaşıyor. *
ÜSKÜDAR KADIKÖY GAZ ŞİRKETÄ° TARÄ°HÄ° SEYRÄ°
1891 : HasanpaÅŸa’da gazhane tesis edildi.
1892 : Üsküdar Kadıköy Gaz Åžirketi kurularak 50 yıllığına Fransızlara imtiyaz verildi.
1924 : Cumhuriyet Hükümeti ile anlaÅŸma yenilendi.
1926 :Yedikule gazhanesini iÅŸleten firma satın alarak’’Ä°stanbul Havagazı ve Elektrik TeÅŸebbüsat-ı Sanaiye Türk Anonim Åžirketi’’ adını aldı.
1931 :İstanbul elektrik şirketine satıldı.
1938-1944: Müstakil olarak varlığını sürdürdü.
1945 :Ä°ETT’ye devir edildi.
1993 :Tesisler üretimine son verilerek kapatıldı.
KAYNAKÇA
1-DoÄŸan Kuban, ‘’Aydınlatma’’, Ä°stanbul Ansiklöbedisi, s.474-478
2-‘’Ä°stanbul’’, Yurt Ansiklöbedisi, s.4030
3-Zafer Toprak, ‘’Aydınlatma’’, Ä°stanbul Ansiklöbedisi, s.478
4-Zeynep Çelik, DeÄŸiÅŸen Ä°stanbul, Ä°stanbul 1996, s.37
5-‘’Havagazı’’, Hayat Ansiklöbedisi, c.3, s.1489
6-Nur Akın, 19.y.yılın İkinci yarısında Galata ve Pera, İstanbul 1998, s.127-129
7-Başbakanlık Osmanlı Arşivi,Meclis-i Vala, nr.21204
8-Afife Batur, ‘’Beylerbeyi Sarayı’’, Ä°stanbul Ansiklöbedisi, Ä°stanbul 1994, c.2, s.206-210
9-Mehmet Rebii Hatemi Baraz, Beylerbeyi, Ä°stanbul 1994, c.4, s.269
10-BOA, Åžuray-ı Devlet, nr.2426’da bulunan bir mukavele müsveddesinde ‘’.....Beri Üsküdar’la Kadıköyü’ne mahsus olmak üzere yeniden müÅŸtemilatıyla iki bab gazhane inÅŸa ve imal eylemek hakk-ı iltizam ve imtiyazın....’’ diye devam ediyor.
11- Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Mukavelat 6.
12- Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Mukavelat5; Osman Nuri Ergin, Mecelle-i Umur-ı belediye, İstanbul 1995, c.5, s.2650
13-Ergin, a.g.e., s.2659-2668. Üsküdar Kadıköy Osmanlı Gaz Åžirketi Tenviriyesinin Nizamname-i Dahilisini bulabilirsiniz.
14- Osman Nuri Ergin, Mecelle-i Umur-ı belediye.
15-Ä°ETT Gaz Teknik Dairesi Fizibilite Raporu.
* Ä°stanbul’un ve dolayısı ile Üsküdar’ın aydınlatma ve ısıtılması ile ilgili tarihi bilgilere geniÅŸ olarak ulaÅŸmak için Ä°GDAÅž’ın yayımladığı 3 cilt kitaba bakınız: Sertaç KAYSERÄ°LÄ°OÄžLU-Mehmet MAZAK-Kadir KON, Osmanlı’dan Günümüze Havagazının Tarihçesi, Ä°stanbul 1999,c.1, c.2, c.3.
YORUMLAR