ÜSKÜDAR MEVLEVÎHÂNESİ
Üsküdar Mevlevîhânesi, Doğancılar Caddesi üzerinde Galata Mevlevîhânesi şeyhi Sultanzâde Numan Halil Dede tarafından H. 1205/ M. 1791 yılında yaptırılmıştır.
Üsküdar Mevlevîhânesi, DoÄŸancılar Caddesi üzerinde Galata Mevlevîhânesi ÅŸeyhi Sultanzâde Numan Halil Dede tarafından H. 1205/ M. 1791 yılında yaptırılmıştır. Çelebilik makamı tarafından zâviye olarak tanınan bu mekân, Ä°stanbul’da açılan son mevlevîhânedir. Uzun yıllar Mevlevî tarîkatının bir müessesi olarak faaliyette bulunan Üsküdar Mevlevîhânesi’nin binaları halen ayakta ve bugün Klasik Türk Sanatları Vakfı tarafından ÇeÅŸitli sanatların icrâsı için kullanılmaktadır. Mevlevîhânelerin tarihinde birçok sanatla beraber, özellikle hüsn-i hat meslek edinilmiÅŸ bir hüner olmuÅŸtur. Dolayısıyla bugün Üsküdar Mevlevîhânesi’nin yerinde, alanında uzman kadrosuyla bir sanat eÄŸitimi yuvası olan Klasik Türk Sanatları Vakfı’nın olması oldukça anlamlıdır.
Anadolu’dan Ä°stanbul’a gelen Mevlevîler için bir konaklama yeri olan Üsküdar Mevlevîhânesi; iki katlı ahÅŸap bina, türbe, mescit ve zâviyeden ibaret yapılmıştır. DoÄŸancılar Caddesi’ne açılan kapısından, Mevlevîhâne’nin geniÅŸ bahçesine girilir. Orta yerde bir havuz ve 1975 yılında yapılmış olan deÄŸiÅŸik biçimde bir ÅŸadırvan vardır.
Ä°ki katlı semâhânenin alt katı türbe, üst katı ise mescittir. Türbenin mescidin semâhânenin alt katında olması tarîkat mimârîsi açısından dikkat Çekmektedir. Yapı bu yönüyle Türk-Ä°slam mimârîsinin erken tarihli kümbetlerine benzemektedir. Bahçe tarafındaki duvarda ahÅŸap bir niÅŸ, minare görevi yapmaktadır. Mescit, üç tarafında da bulunan camlardan aldığı ışıkla aydınlıktır. Buraya taÅŸ bir merdivenden Çıkılır. Merdivenin solundaki bahçede bir kuyu, sağında ise on bir kabri olan bir hazire mevcuttur. Semâhânenin karşısında ise iki katlı –bugün vâkıf yönetim binası olan– ÅŸeyh evi vardır ki, kapısının üstünde iki sütunun taşıdığı bir Çıkma bulunmaktadır.
Mevlevîhâne’nin kurucusu Numan Halil Dede’den sonra Mevlevîhâne harap bir duruma gelmiÅŸti. Sultan II. Mahmut, has müÅŸiri Ahmet Fevzi PaÅŸa’yı görevlendirerek Üsküdar Mevlevîhânesi’ni H. 1250/ M. 1834–35 yılında yeniden yaptırmıştır. Pertev PaÅŸa’nın bu tamir için yazdığı ve Numan Halil Dede’nin sandukası üzerine konulan kitabe ÅŸöyledir:
ÅžehinÅŸah-ı müeyyed Hazreti Sultan Mahmud Han
Hak itmiÅŸ zatını kutb-ı sırr-amed devr-i imkâna
HemiÅŸe pîÅŸesi ihyâ-yı din ü devlet ü dünya
Ne camîler ne dergâhlar ne yerler yapdı ÅŸahane
Ezan cümle bu zîba hankâhı eyledi ma’mûr
Dil-i âşık gibi Çokdan berü olmuÅŸdu virâne
Misal sabit ü seyyarelerdir bunda âşıklar
Dönerler ki dururlar baÅŸ eÄŸüb bir ÅŸems-i tâbâne
O ÅŸemsin ÅŸevkidir Çün zerre-sergerdan iden yoksa
Nigah ve iltifat itmezler ansız Çarh-ı gerdane
Sema vü zevk ü ÅŸevk oldukca bu dergâh-ı vâlâda
Safa-yi herdem ihsan eyle yâ Rab ÅŸah-ı devrâne
MüÅŸir-i hassı Ahmed Fevzi PaÅŸa oldu me’murı
Ne devlet mazhar olmuÅŸ böyle devlet böyle ihsâne
Biri cevherden âlâ diÄŸeri mümtaz ve müstesna
Ä°ki tarih yazdım bende Pertev müstemendane
Yine ÅŸadan kıldı ruh-ı Mevlâna’yı Mahmud Han
Yapıldı tarh-ı ziyb efza bu âlâ Mevlevîhâne
Sene 1250
Tekke ve zâviyelerin kapatılmasının ardından Üsküdar Mevlevîhânesi uzun yıllar harap ve terk edilmiÅŸ olarak kalmıştır. Ancak 1975 yılında hayır sahibi Åžahap Geyik Bey tarafından aslına uygun olarak restore edilerek, Üsküdar’a bu sayede kıymetli bir eser kazandırılmıştır. Zira bu tarihten önce semâhânenin döÅŸemeleri kabirler üzerine yıkılmış, sandukalar dağılmış ve her taraf periÅŸan bir durumda kalmıştı. Avludaki merdivenin yanındaki hazirede yalnız iki kabir taşı görülüyordu. DiÄŸerleri tamamen toprak ve Çöplük altında kalmıştı. 1975 yılındaki restorasyonunun ardından Mevlevîhâne günümüze kadar gelmiÅŸtir.
Üsküdar Mevlevîhânesi’nin postuna kuruluÅŸundan kapatılışına kadar on üç ÅŸeyh geçmiÅŸtir. Ä°lk postniÅŸin, tekkenin kurucusu olan Numan Halil Dede, son postniÅŸin ise Ahmet Remzi Dede’dir. Åžeyhlik makamına geçmiÅŸ olanların kronolojik listesi ÅŸöyledir:
1.Åžeyh Numan Halil Dede Efendi: 1201 (1787)’de Konya Mevlâna Dergâhı’nda Çile Çıkardıktan sonra mevlevî olmuÅŸtur. Galata Mevlevîhânesi ÅŸeyhi Bakkalzâde Konyalı Ali Efendi’den sonra buraya postniÅŸin olmuÅŸ ve üç yıl sonra da Üsküdar’a gelerek Üsküdar Mevlevîhânesi’ni kurmuÅŸtur. Dokuz yıla yakın ÅŸeyhliÄŸin ardından 26 Recep 1213 (3 Ocak 1799) tarihinde vefat eden Numan Halil Dede mevlevîhânenin türbesinde medfundur.
2.Åžeyh Seyyid Mehmet Hüsameddin Dede Efendi: 1216 (1801) yılında vefat etmiÅŸtir. Kabri mevlevîhânenin türbesindedir.
3.Åžeyh Hacı Ali Nailî Dede Efendi: 1217 (1802)’de vefat etmiÅŸ ve türbeye defnedilmiÅŸtir.
4.Åžeyh Ä°smail Hulusi Dede Efendi: Vefatı 1219 (1804) tarihinde olup kabri mevlevîhânenin türbesindedir. Surûrî Efendi’nin O’nun vefatına tarih düÅŸtüÄŸü ÅŸiiri ÅŸöyledir:
Aceb mi kalsa tehî Üsküdar Hankâhı
Yerin tutar yoÄŸiken göçtü ba-husus Dede
Didi kederle Surûrî-i muhlisi tarih
Çekildi Çille-i kabre dönüp Hulusi Dede
5.Åžeyh Hacı Mehmet Emin Dede Efendi: 1227 (1812)’de vefat etmiÅŸtir. Kabri türbededir.
6.Åžeyh Abdullah Necip Dede Efendi: Galata Mevlevîhânesi ÅŸeyhi Mehmet Rûhî Dede Efendi’nin oÄŸludur. 1252 (1836) yılında vefat etmiÅŸtir. Türbede 1252 tarihli isimsiz bir sanduka vardır. Bu sanduka muhtemelen Abdullah Necip Dede Efendi’nindir.
7.Åžeyh es-seyyid Hafız Ahmet Arif Himmetî Dede Efendi: Galata Mevlevîhânesi ÅŸeyhi Mehmet Rûhî Dede Efendi’nin oÄŸlu, Abdullah Necip Dede’nin kardeÅŸidir. 17 Rebi’ül-evvel 1290 (15 Mayıs 1873) tarihin de vefat ederek türbeye defnolunmuÅŸtur. Sandukasının önündeki levha Mısrîzâde Üsküdarî Ali Efendi’nin hattıdır, besteleri vardır. O’nun zamanında mevlevîhânede derviÅŸler dahil yirmi üç kiÅŸi bulunuyordu.
8.Åžeyh Hafız Mehmet Zeki Dede Efendi: Manisalı Mehmet Refik Efendi’nin oÄŸludur. 1237 (1821)’de doÄŸdu ve tahsilinin ardından mahkeme-i ÅŸer’iyye katibi oldu. Bursa Mevlevîhânesi ÅŸeyhi Mehmet Dede Efendi’ye baÄŸlanarak mevlevî oldu. Bursa’da 1854’te meydana gelen depremden sonra Ä°stanbul’a gelen Mehmet Zeki Dede, mesnevi dersleri vererek ve levhalar yazarak geçimini temin etmeye baÅŸladı. Zira kendisi ta’lik’te usta bir hattattı. Birçok kitap ve levha yazdı. En deÄŸerli öÄŸrencisi Hattat DeÄŸirmenci Ä°brahim Efendi’dir. 1873’te Üsküdar Mevlevîhânesi’ne ÅŸeyh olarak tayin edildi. 25 yıl meÅŸihatte bulunduktan sonra 9 Safer 1299 (30 Aralık 1881) tarihinde vefat etti. Kabri mevlevîhânenin türbesindedir. Sandukası önündeki ÅŸu kitabe, Üsküdarlı Åžair Senih Efendi’nindir:
Bende-i sıdk iştimali Hazret-i Molla-i Rum
Merd-i ruÅŸen-dîl Bursevî Zekiy-yi Mevlevî
Åžeyh birkaç sene bunda okuttu ÅŸevk ile
Yevm-i mahsusunda her hafta kitab-ı Mesnevî
Ä°rcı’î emri gelince Çaresizdir imtisal
Çünkü olmaz kimseye cây-ı bekâ dünya evi
Mazhar-ı ihsan olur ahir emekdâr-ı tarîk
Ä°rtihâlinde zuhur itdi rumuz-ı manevi
Terk-i fani eyledi tarihini söyle Senih
Tekye-i bâkiye nakl itdi Zekiy-yi Mevlevî
1299
9.Åžeyh Mehmet Hasib Efendi: Bu tekkenin ÅŸeyhlerinden Ahmet Arif Himmetî Dede Efendi’nin oÄŸludur. 4 Rebiyülahir 1304 (1 Aralık 1886) tarihinde vefat etmiÅŸtir. Kabri türbededir.
10.Åžeyh Konevî Halid Dede Efendi: Kendisi, asıl ÅŸeyh olan Ahmet Arif Dede Efendi’ye vekil olmuÅŸ ve “Nâib-i makam-ı âli” iken 27 Åžaban 1320 (29 Kasım 1902)’de vefat etmiÅŸtir. Vefatına “Oldu Halid Dede’ye Huld makam” diye tarih düÅŸürülmüÅŸtür. Kabri türbededir.
11.Åžeyh Ahmet Celaleddin Dede Efendi: 1326 (1908) tarihinde postniÅŸin olmuÅŸtur. Gelibolu Mevlevihanesi ÅŸeyhi Hüseyin Azmi Dede’nin oÄŸludur. 1270 (1853) yılında Gelibolu’da doÄŸdu ve tahsilini tamamladıktan sonra Üsküdar’a geldi. 1908’de Üsküdar Mevlevihanesi’ne ÅŸeyh olarak atandı ancak iki yıl sonra Galata Mevlevihanesi’ne geçti ve tekkelerin kapatılmasına kadar orada kaldı. 1946’da Üsküdar’daki evinde vefat ederek Karacaahmet Mezarlığı’na defnedilmiÅŸtir. Türk musıkisi üzerinde derin bilgisi olan Ahmet Celaleddin Dede’nin bir divan teÅŸkil edecek kadar Çok ÅŸiiri vardır.
12.Åžeyh Ferruh Çelebi Dede Efendi: Ahmet Celâleddin Dede’nin Galata Mevlevîhâ-nesi’ne 1910’da geçmesinden sonra Ferruh Çelebi Üsküdar Mevlevîhânesi’ne ÅŸeyh olmuÅŸtur. Daha sonra kendisi Kastamonu Mevlevîhânesi’ne postniÅŸin olarak gönderilmiÅŸtir.
13.Åžeyh Ahmet Remzi Dede Efendi: Kayseri Mevlevîhânesi ÅŸeyhi Süleyman Atâullah Efendi’nin oÄŸludur. I. Dünya Savaşı’nın sonlarında Ä°stanbul’dan Filistin Cephesi’ne giden Mevlevî taburuna katılarak Åžam’a ve Medine’ye gitmiÅŸ, dönüÅŸte üç sene Emeviye Camii’nde kalarak Mesnevi’nin Arapça ÅŸerhini okutmuÅŸtur. Remzi Dede, Kayseri’de tamamladığı kuvvetli bir tahsilden sonra 1919 yılında Üsküdar Mevlevîhânesi ÅŸeyhliÄŸine getirildi. Tekkeyi ve ÅŸeyh evini tamir ettirdi. Tekkeler kapatılana kadar burada kaldı ve sonrasında Üsküdar Selim AÄŸa Kütüphanesi baÅŸ memuru oldu. Birçok eseri olan Ahmet Remzi Efendi alim, ÅŸair, zarif, nüktedan ve ahlâk sahibi birisiydi. Soyadı kanunundan sonra Akyürek adını almıştır. KardeÅŸi Mehmet Åžemseddin Efendi mevlevîhânenin türbesinde medfundur. Ahmet Remzi Dede Efendi 6 Kasım 1944’te vefat Kayseri’de vefat etti ve Mevlâna’nın hocası Seyyid Burhaneddin-i Tirmizi türbesinin avlusuna defnedildi. Ahmet Remzi Dede Efendi, Üsküdar Mevlevîhânesi ÅŸeyhliÄŸine getirildiÄŸindeki sevincini ÅŸu ÅŸiirle dile getirmiÅŸtir:
Merhaba ey tal’at-ı irfan-likâ-yı Üsküdar
Merhaba ey ÅŸâir-i muciz-eda-yı Üsküdar
BaÅŸ kesip destar-ı gîsû-dârı tebrik eylerim
Ey olan sertâc-ı fahr-i ezkiyâ-yı Üsküdar
Feyz-bahÅŸâ sohbetin müÅŸtakıdır can-ü dilim
Olmamıştı kimse amma reh-nümâ-yı Üsküdar
Gerçi derman arardım bu dil-i ÅŸeydâ için
GelmemiÅŸti aklıma Daru’ÅŸ-ÅŸifâ-yı Üsküdar
Geldi bir emr-i Celil-i ibn-i Mevlânâ-yı Rum
Galiba vermiÅŸ kararı evliyâ-yı Üsküdar
Hâdim etmiÅŸler fakiri Mevlevî dergahına
HoÅŸ görür zannım muhibbân-ı livâ-yı Üsküdar
Kabil-i iskan olur bir eski dârı yoksa da
Tekyedir derviÅŸ için gülÅŸen-serâ-yı Üsküdar
Nakl-i hane eylemek mümkün deÄŸildir ÅŸimdilik
Eyleriz her haftada bir gün duâ-yı Üsküdar
4 TeÅŸrin-i Sanî 1335 (16 Kasım 1917) Dizdariye
Üsküdar Mevlevîhânesi, birçok sanatkârın uÄŸrak mekânı olmuÅŸ ve bünyesinde mûsıkî alanında ustalar yetiÅŸtirmiÅŸtir. Hamamizade Ä°smail Dede’nin öÄŸrencilerinden olan Üsküdarlı Vahib Efendi (ö: 1896), Mevlevîhâne’nin kudümzen başılığını yapmıştır. Neyzen başılarından biri ise meÅŸhur Aziz Dede Efendi’dir. Aziz Dede’nin kabri mevlevîhânenin haziresinde, duvarın yanındadır. Türbede medfun olan Hafız Ali Åžeyda Dede Efendi ise 18. Yüzyılın son yarısında yetiÅŸen deÄŸerli mûsıkîÅŸinâslardandır. Zira III. Selim kendisini Çok takdir etmiÅŸ ve Åžeyh Galip O’nun sanatı hakkında övücü sözler söylemiÅŸtir. Bir baÅŸka önemli neyzen Üsküdarlı Salim Bey de uzun yıllar mevlevîhânede neyzenlik yaptı. Üsküdarlı Rıza Bey, MahmutpaÅŸalı Hakkı Bey, Neyzen Osman Dede ve Mevlîdhan Hafız Mehmet Åžükrü Efendi gibi birçok sanatkâr da Üsküdar Mevlevîhânesi’nin müdavimlerinden olmuÅŸtur.
Üsküdar Mevlevîhânesi geçmiÅŸte olduÄŸu gibi bugün de sanatkârların bir buluÅŸma mekânı olma özelliÄŸini korumaktadır. Birçok sanat dalının icrâ edildiÄŸi Klasik Türk Sanatları Vakfı; tarihten aldığı zengin birikimi ve üstatların el emeÄŸiyle Üsküdar’ın kültürel mirasına sahip Çıkmakta, sanatın yarınlarına doÄŸru güçlü adımlar atmaktadır.
Kaynaklar:
1.Ä°brahim Hakkı Konyalı, Abideleri ve Kitabeleriyle Üsküdar Tarihi, I, Ä°stanbul 1976, s. 210-213.
2.Mehmet Nermi Haskan, Yüzyıllar Boyunca Üsküdar, I, Ä°stanbul 2001, s. 255-261.
3.Mehmet Nermi Haskan, a.g.e., II, s. 647-651.
4.M. Baha Tanman, “Üsküdar Mevlevihanesi”, Dünden Bugüne Ä°stanbul Ansiklopedisi, VII, Ä°stanbul 1994, s. 348-349.
5.Hüseyin Vassaf, Sefine-i Evliya, VI, Ä°stanbul 2006, s. 259-283.
6.Prof. UÄŸur Derman, “Mevlevilik ve Hat Sanatı”, Birinci Uluslar arası Mevlana, Mesnevi ve Mevlevihaneler Sempozyumu Bildirileri, Manisa 2002, s. 19-31.
7.Abdülbaki Gölpınarlı, Mevlana’dan Sonra Mevlevîlik, Ä°stanbul 1983, s. 339.
8.Zakir Åžükrü Efendi, Die Istanbuler Derwish Konvente unel Ihre Scheiche (Mecmua-i Tekâyâ), nÅŸr. M. Serhan TayÅŸi- K. Kreiser, Freiburg 1980, s. 24.
9.Prof. Dr. Hasibe MazıoÄŸlu, Ahmet Remzi Akyürek ve Åžiirleri, Ankara 1987.
10.Yard. Doç. Dr. Sezai Küçük, “Örnek Bir Mevlevî: Üsküdar Mevlevihanesi Son PostniÅŸini Ahmed Remzi Dede (Akyürek)”, Üsküdar Sempozyumu IV, II, s. 643-656.
11.Hüseyin Vassaf, Remziname, hzr. Dr. Yakup Åžafak, Konya 2006.
12.Mehmet Raif, Mirat-ı İstanbul, İstanbul 1314, s.102-103.
13.Barihüda Tanrıkorur, “Mevleviyye”, Türkiye Diyanet Vakfı Ä°slam Ansiklopedisi (DÄ°A), XXIX, Ankara 2004, s. 468-475.
14.Ahmet KuÅŸ, Ä°brahim Divarcı, Feyzi ÅžimÅŸek, Türkiye Mevlevihaneleri FotoÄŸraf Albümü, Konya 2006, s. 179-187.
Ömer KoçyiÄŸit... Klasik Türk Sanatlar Vakfı
YORUMLAR