Boğaz'ın Derin Sularının Korkusuz Avcıları: Midyeciler
İstanbulluların severek yediği midyelerin denizden damağa olan serüveni zannedildiği kadar kolay değil. Karanlığa ve soğuğa aldırış etmeden, İstanbul Boğazı’nın sularına dalarak ekmeklerini çıkarmaya çalışan midyeciler, birçok kişinin bu uğurda vurgun yediğine dikkat çekiyor.
midyeciler
Boğaz'ın Derin Sularının Korkusuz Avcıları: Midyeciler
Ä°stanbulluların severek yediÄŸi midyelerin denizden damaÄŸa olan serüveni zannedildiÄŸi kadar kolay deÄŸil. Karanlığa ve soÄŸuÄŸa aldırış etmeden, Ä°stanbul BoÄŸazı’nın sularına dalarak ekmeklerini çıkarmaya çalışan midyeciler, birçok kiÅŸinin bu uÄŸurda vurgun yediÄŸine dikkat çekiyor.
Ä°stanbulluların severek yediÄŸi midyelerin denizden damaÄŸa olan serüveni zannedildiÄŸi kadar kolay deÄŸil. Karanlığa ve soÄŸuÄŸa aldırış etmeden, Ä°stanbul BoÄŸazı’nın sularına dalarak ekmeklerini çıkarmaya çalışan midyeciler, birçok kiÅŸinin bu uÄŸurda vurgun yediÄŸine dikkat çekiyor. Yasak olduÄŸu için gece, gizlice yapılan midye avının getirisi meÅŸakkatini karşılamasa da geçim kaynağı haline gelen bu meslek sessizce sürdürülüyor.
Midyeci Murat ve Alaattin, Ä°stanbul BoÄŸazı’ndan midye çıkararak geçimlerini sürdürüyor. Severek yenilen midyelerin denizden çıkarılıp müÅŸteriye sunuÅŸ aÅŸaması ise zannedildiÄŸi kadar kolay deÄŸil. BoÄŸaz’da midye avlamak yasak. Bu yüzden gece baÅŸlıyor rızık yolculuÄŸu. Profesyonelce yapılmadığı için, kullanılan malzemeler de amatör.
Geceye, soÄŸuÄŸa ve vurguna meydan okuyarak dalış yapıyor midyeciler. Yılların verdiÄŸi tecrübe ile Murat ve Alaattin, midyenin ne zaman ve nerede çok olacağı konusunda çok zorlanmıyor ama dalış sırasında birçok tehlikeyi göze alıyor.
Murat ve Alaattin’in geçimlerini saÄŸlamak için uzun süredir yaptıkları BoÄŸaz’dan midye çıkarma uÄŸraşı, Cihan Haber Ajansı (Cihan) kameralarına yansıdı. Cihan ekibi, gece baÅŸlayan ava eÅŸlik edip; denizden toplanan midyelerin temizlenmesi ve tezgâhlarda satışa hazır gelmesine kadar olan süreçleri yakından görüntüledi.
Murat ve Alaattin ile ekip arkadaÅŸları gece yarısı çıkıyor yola. Dalış malzemeleri, kompresör ve dalgıç kıyafetleri araca yüklenip Ä°stanbul BoÄŸazı’nda önceden belirlenen noktaya hareket ediliyor. Dalış yapılacak yer, öncelikle yakalanma riski en az olan yer olarak belirleniyor. Söz konusu yere ulaşınca araçtan malzemeler indirilip son kontroller yapılıyor. Dalış kıyafetleri giyilip kablolar kompresöre baÄŸlanıyor. Midyeciler bu hazırlıklardan sonra BoÄŸaz’ın soÄŸuk sularına bırakıyor kendilerini.
Dalgıç, uzun süre suyun altında kalarak midyeleri topluyor. Bir fileye koyduÄŸu midyeler kıyıda bekleyenler tarafından çekiliyor. Önce, fileden boÅŸaltılan midye kısmen temizlenip çuvallara dolduruluyor. Daha sonra da atölyenin yoluna düÅŸüyor midyeciler. Atölyede bir kez daha temizlenen midyeler buradan müÅŸterilere gönderiliyor. Bir çuvalı 15 liraya verilen midyeler tezgaha çıkınca tanesi yaklaşık 1 lira oluveriyor. Yani bütün bu uÄŸraÅŸların sonunda hazır hale gelen 15 midye, bir çuval midyeye eÅŸit oluyor.
ZorluÄŸu ve verilen emek karşılığında elde edilen gelir göz önünde bulundurulunca, sayılı kiÅŸi bu iÅŸle uÄŸraÅŸmayı göze alıyor. Bazıları tekne ile açılıp uzak noktalardan midye çıkarmaya çalışıyor. Bazıları da Murat ve Alaattin gibi BoÄŸaz’ın kıyısında uygun bir yer seçip, kıyıda avlanıyor.
‘18 YILDIR DALIÅž YAPIYORUM’
“18 yıldır dalış yapıyorum.” diyor Murat, “ZorluÄŸu çok ama meslek oldu artık bizim için. Denizi görmeden yapamıyoruz artık. Mardin’den geldiÄŸimizde bazı insanlar bu iÅŸle uÄŸraşıyordu. Baktık, gördük ve biz de baÅŸladık.” diye ekliyor.
Murat, dalış yapmanın zorluÄŸuna da dikkat çekerek, ÅŸu ifadeleri kullanıyor: “Kışın çok zor, soÄŸuk oluyor. Bir de BoÄŸaz kalabalık oluyor, kimseyi rahatsız etmemek için gece çalışıyoruz. Kış olduÄŸu zaman kar yaÄŸar, yaÄŸmur yaÄŸar, deniz de buz gibi olur. O soÄŸuk havada girmek zorundayız. Girmesek eve ekmek götüremeyeceÄŸiz. Ara verdiÄŸin zaman dalma iÅŸine zorluk yaÅŸarsın. Midye olduÄŸu zaman 2 saat sürer ama midye olmadığı zamanlarda 7-8 saat denizde durduÄŸumuz oluyor. 8 saat denizin altında durup tane tane seçiyoruz.”
Dalış sırasında yaÅŸadığı bazı ilginç olayları da ÅŸöyle aktarıyor Murat: “Üsküdar’da iskelede dalmıştım. AÅŸağı inince birden siyah bir ÅŸey önüme çıktı. Çok fazla korku yok, ne olursa olsun ölümden ötesi yok diye düÅŸünüyoruz. O da dalgıçmış, beni görünce korkmuÅŸ ve ışığını kapatmış. O da midye iÅŸi yapıyor. Elimi sırtına vurdum, gülüÅŸtük. Bir gün, Karagöze benzeyen balıklar geçti önümden. Çok iri, 20-30 kilo. Ben hayatımda öyle bir ÅŸey görmedim. Öyle bir sürü ki 2 saat geçiÅŸ yaptı yukarı doÄŸru. Zıpkın falan bir ÅŸey olsaydı elimde zengin olurdum herhalde.”
‘LASTÄ°ÄžE VURULAN HAVAYI SOLUYORUZ’
Maddi imkansızlıklar nedeniyle profesyonel ekipmana sahip olmadıklarını da aktaran Murat, “Normal kompresör ile daldığımız için hava, araçların lastiÄŸine vurulan hava. Çok kötü biliyoruz, ciÄŸerleri mahvediyor. Dalgıçların kullandığı tüp çok pahalı olduÄŸu için alamıyoruz.” diyor.
‘DENÄ°ZÄ°N DÄ°BÄ° GÖBEÄžE KADAR PÄ°SLÄ°K’
Murat, dalış sırasında karşılaÅŸtığı manzaraya dikkat çekerek, denizlerin temiz tutulmasına iliÅŸkin ÅŸunları söylüyor: “Denizimize sahip çıkalım. Sürekli daldığımız için ki BoÄŸaz’ın her yerine dalıyoruz, nereye baksan pislik var. Denizin altı göbeÄŸe kadar pislikle dolmuÅŸ.”
‘BÄ°R ÇUVAL MÄ°DYE 15 LÄ°RA’
Alaattin ise hem bu iÅŸin yasak kısmına hem de zorluÄŸuna vurgu yapıyor. Kazançlarının da verdikleri emeÄŸi karşılamadığını ancak eve ekmek götürmek için bu iÅŸi yapmak zorunda kaldıklarını anlatıyor.
“Kazancı çok komik rakamlar.” diye söze baÅŸlıyor Alaattin ve ÅŸöyle devam ediyor: “Bir çuval midye 15 lira. Fiyatından dolayı deÄŸil, cezalarından dolayı, bir de yasak olduÄŸundan dolayı ÅŸikayetim çok bu iÅŸte. Rumeli Kavağı Kooperatifi olarak biz çok uÄŸraÅŸtık, her taraftan bölge bölge analiz raporlarını aldık temiz olan yerlerinde çalışalım diye. Bize bir Karadeniz’i açtılar. Karadeniz açık ama diÄŸer her taraf yasak. BoÄŸaz’ın neden yasak olduÄŸunu ben çözemedim. MüÅŸteri genelde BoÄŸaz’ın midyesini istiyor. Biz de mecburen BoÄŸaz’da yasak bölgelerde çalışmak zorunda kalıyoruz. Çünkü öteki türlü evimize ekmek götüremiyoruz.”
‘BÄ°R MÄ°DYE MÄ°LYONLARCA YAVRU YAPIYOR’
Midyenin dünyanın en üretken mahlukatı olduÄŸuna dikkat çeken Alaattin, bir midyenin milyonlarca yavru yapabildiÄŸini söylüyor. BoÄŸaz’daki ana midye yataklarını da ÅŸöyle sıralıyor: “BoÄŸaz’da da zaten belli meralar var; Umuryeri, Yeniköy, Baltalimanı, Rumelihisarı, Vaniyök, Beylerbeyi, Kuzguncuk… Buralar BoÄŸaz’ın ana midye yatakları.”
‘2 ARKADAÅžIMIZ VURGUN YEDÄ°, ÅžU AN TEKERLEKLÄ° SANDALYEDELER’
Profesyonel dalgıçların getirisi az olduÄŸu için midye iÅŸine girmediÄŸini söyleyen Alaattin, yasakların getirdiÄŸini saÄŸlık sorunlarına iliÅŸkin de ÅŸunları söylüyor: “Bu dalış iÅŸini profesyonel olarak yapan çok aza arkadaÅŸ var. Onlar da zaten midye üzerine çalışmıyorlar. Hem yasak hem de maddi açıdan doyurmadığı için çıkmıyor bu arkadaÅŸlar. Çalışanların da çoÄŸu profesyonel olarak dalmadığı için 2 tane arkadaşımız vurgun yedi, ÅŸu anda tekerlekli sandalye ile geziyorlar Rumeli Kavağı’nda. 5 seneden beri tedavi görüyorlar. Dalgıçlar genelde vurgun yememek için belli derinlikte hareketsiz kalır sonra su yüzüne çıkarlar. Midye dalgıçları, yasaklar nedeniyle sürekli in çık yaptıkları için vücut buna dayanamıyor, felç oluyor.”
YORUMLAR