Metafizik Savaşin Şifresi Kizkulesi’nde mi



2 bin 500 yıllık tarihiyle çeşitli efsanelere ev sahipliği yapan Kızkulesi, Üsküdar’ın en önemli tarihi değerlerinden biri. Aynı zamanda İstanbul’un da en önemli simgelerinden biri olan Kızkulesi hakkında pek çok efsane var. Bu yüzden Kızkulesi halen daha gizemini korumaya devam ediyor


Metafizik Savaşin Şifresi Kizkulesi’nde mi

2 bin 500 yıllık tarihiyle çeÅŸitli efsanelere ev sahipliÄŸi yapan Kızkulesi, Üsküdar’ın en önemli tarihi deÄŸerlerinden biri. Aynı zamanda Ä°stanbul’un da en önemli simgelerinden biri olan Kızkulesi hakkında pek çok efsane var. Bu yüzden Kızkulesi halen daha gizemini korumaya devam ediyor

 

Ancak bütün efsanelerin yanı sıra en ilginç iddia da Halk Bilimci Yazar Hakan Yılmaz Çebi’ye ait olsa gerek. Çebi’ye göre Marmara ve Karadeniz’in sularının birleÅŸtiÄŸi yerde bulunan Kızkulesi’nin, Hz. Hızır ve Hz. Musa’nın buluÅŸtuÄŸu mekan olma ihtimali çok yüksek.

 

Öncelikle bir çoÄŸumuzun bildiÄŸi efsanelerden birini anlatarak söze baÅŸlayalım. Battal Gazi’den Afrodit’e kadar uzanan bu efsanelerden biri çoÄŸumuzun yabancı olmadığı yılan hikayesidir bu. Zamanın birinde, bir krala çok sevdiÄŸi kızının on sekiz yaşına geldiÄŸinde bir yılan tarafından sokularak öleceÄŸi söylenir. Bu kehanet üzerine kral, denizin ortasındaki kuleyi onararak kızını buraya yerleÅŸtirir. Kaderin yazgısı mavi dalgaların üstünü mesken tutan prensesi bulmakta gecikmez. Kuleye gönderilen üzüm sepetinden çıkan bir yılan, prensesin tenine süzülerek zehrini boÅŸaltır. Kral, kızına demirden bir tabut yaptırarak Ayasofya’nın giriÅŸ kapısının üstüne yerleÅŸtirir. Bugün, hala daha bu tabutun üstünde iki delik vardır. Yılanın, prensesi ölümünden sonra da onu rahat bırakmadığına dair rivayetler anlatılır durur.

 

Bütün bunlar bir tarafa, Halk Bilimci Yazar HakanYılmaz Çebi’ye göre Kızkulesi’nin ayrı bir önemi var. Çebi’ye göre Kızkulesi, iki denizin buluÅŸtuÄŸu yerlerden biri olması nedeniyle Hz Hızır ve Hz. Musa’nın buluÅŸtuÄŸu yerlerden biri olma ihtimali gayet yüksek. Çebi, “Karadeniz’le Marmara’nın birleÅŸtiÄŸi bu yer Kızkulesi olabilir” diyor. Çebi ile Kızkulesi’nin gizemleri üzerine ilginç bir söyleÅŸi yaptık.

 

Hz. Hizir Hz. Musa’yla Istanbul’da mi BuluÅŸtu?

 

-Kız Kulesi’nin bir iÅŸareti, gizli bir manası olduÄŸunu söylüyorsunuz. Nedir bu gizlenen mana?

 

Biliyorsunuz Kuran’ı Kerim’de, Kehf (MaÄŸara) suresinde Hz. Hızır’la Musa’nın buluÅŸmasından ve yol arkadaÅŸlığına ait sırlardan bahsedilir. Hz. Hızır mahlukatın sırrına eÅŸyanın görünmeyen ilmine vakıftır. Hz. Musa ise dış aleminin rehberi ve bilgesidir. Bu mevzuyu biliyoruz, bu ayetlerde Hz. Hızır’la, Musa Aleyhisselamın buluÅŸtuÄŸu iki denizin birleÅŸtiÄŸi yerden bahsedilir. Ancak coÄŸrafya, açık bir ÅŸekilde belirtilmez. Bu ayetlerden yola çıkarak Musa Peygamberin daha çok yaÅŸadığı coÄŸrafyayı hesaba katarak bu iki denizin birleÅŸtiÄŸi yer olarak daha çok Kızıldeniz’in ismi geçiyor. Lakin acaba?… Var mı bize bu mevzunun kaynağı Kuran’da böyle bir ifade. Yorum tabii. Ä°srail Kohenleri’nin de bildiÄŸi bir sır ÅŸu ki Hz. Musa ile Hz. Hızır bu Kız kulesinin bulunduÄŸu bölgede buluÅŸuyor. Karadeniz ve Marmara’nın buluÅŸtuÄŸu yer burası yani iki denizin birleÅŸtiÄŸi yer burası. Ayrıca Hz. Hızır batın ilimde bir denizdi, Hz. Musa ise zahir ilimde. “Ä°lmin deryası iki adam ve iki deniz” iki sır bir noktada cem oldular. Bir de bu birleÅŸmenin mührü gerekiyordu. Zamanla kulpuna oturtturulup bu mühür, BoÄŸaz’ın bu mutena yerine dikildi. Hikayesi ne olursa olsun Kızkulesi de iÅŸte bu mühürdür, Kızkulesi onun bahanesidir. Kız Kulesi ile ilgili tarih, antik çaÄŸa yani M.Ö 341’e kadar izah ediliyor. Kim yapmış? Neden yaptırmış? bu sorunun cevabı tam olarak belli deÄŸil. Bu kulenin teÄŸetini alın bakın tepede ne var? Hz. Musa’nın yardımcısı askeri deha Hz. YuÅŸa’nın makam kabri. Her ikisi de Ä°srailoÄŸullarının da kabul ettiÄŸi Peygamberler. Peki 14 metrelik Hz. YuÅŸa’nın kabriyle Kızkulesi ve diÄŸer dikili taÅŸlarla ne gibi mesajlar veriliyor? Ya kulenin altındaki yitik ÅŸehir?..

 

- Bir de kulenin altında yitik şehir mi var?..

 

Geçenlerde Adalar civarında bulunan batık bir ÅŸehirden bahsediliyordu ne oldu o konu. Hani bir ara Haliç’te Bedrettin Dalan büyük bir hazine bulmuÅŸ dedikoduları? Haliç’in yatağını bir iÅŸadamı niye süpürtür söylentileri? Ne kadarının aslı var araÅŸtırmak gerekiyor? Her ÅŸeye efsane diye bakarsak “Atı alan Üsküdür’ı geçer”.

 

- Sorumuz dönersek, Kız Kulesi’nin bahsedilen derin manası nedir?

 

- Ben bir Halk Bilimciyim, halkımın kültür olabilmiÅŸ veya olabilecek birikimini derlerim. Bunun içinde büyü-büyücülük olduÄŸu gibi; maniler, destanlar, efsaneler de vardır. Ä°lim adamlığı vasfı da iÅŸte asıl bilgiyi efsaneden, mitolojiden ayıklamakla baÅŸlar. Åžimdi ÅŸu gördüÄŸünüz Kızkulesi özellikle bilindiÄŸi gibi üzüm sepetine sızmış yılanla güzeller güzeli bir prenses ve kehanetten kızını saklamaya çalışan kral baba efsanesi üzerinden bir cazibe merkezi olarak belleÄŸimize iÅŸlenir. Oraya bakan insan, bu senaryo üzerinden rikkat-i nazar eder. Ya bu senaryo oraya asıl bakmamız gereken gözle bakmamız için uydurulmuÅŸsa? Ya da asıl sembolünden sonra geçirdiÄŸi ehemmiyetsiz bir hatırayla gerçek hüviyeti gömülüyorsa? Tıpkı Mısır’daki Piramitler gibi. Yok Efendim Firavunlar için mezar olarak yapılmış. Topu topu kaç tane mezar var orada. Üstelik adam dirisine yaptırmamış öyle bir yapı ölüsüne yaptırıp da ne olacak? Nasıl ki Piramitler daha önceki uygarlıkların birer mesaj gelecek insanlığa bırakılan iÅŸaret abideleri ise ki ehemmiyetli rivayetler bu piramitlerin Kuran’ı Kerimde belirtildiÄŸi gibi kendisine göklerin ve yıldızların ilmi verildiÄŸi ifade edilen Yunan yapıtlarında ise sapla samanın karıştırıldığı Hermes, Usuris ismiyle zikredilen Hz. Ä°dris rehberliÄŸinde yapıldığı ÅŸeklinde.

 

- Kızkulesi hakkında pek çok efsane var. Bu konuda ne düÅŸüyorsunuz?

 

MeÅŸhur Osmanlı akıncısı Battal Gazi; Kızkulesi’nin Bizans’ın elinde olduÄŸu ve gözetleme kulesi olarak kullanıldığı yıllarda aldığı bir istihbarat üzerine kuleye baskın yapar. Çünkü kulede Bizans tekfurunun hayli yüklü hazineleri vardır. Ä°ÅŸte bu akıncı beyi hem hazineleri hem de tekfurun kızını aldıktan sonra sandalla Üsküdar’a geçer. Kıyıda da doru atı kendisini beklemektedir. Her ne kadar Tekfur ve adamları peÅŸine takılsa da Battal Gazi’yi atına atladıktan sonra tutana aÅŸk olsun. Ä°ÅŸte o günden bugüne “Atı alan Üsküdar’ı geçti” sözü veciz bir söz olarak Türk kültüründeki yerini alır.

 

- Ä°lginç demek bu deyim de Kızkulesi kaynaklı… Yitik ÅŸehir konusunu daha fazla açmayacak mısınız?

 

- Ä°stanbul ne zaman GALATA (nasıl galata olur)olursa iÅŸte o zaman bu yitik ÅŸehrin hazineleri de bu “YuÅŸa tepesi’ndeki, Kız Kulesi’ndeki, NiÅŸantaşı’ndaki, Sultanahmet’teki, Karaköy’de Ziraat Bankası’nın üstündeki Hiram Usta’nın da sırları merak etmeyin birer edebi ÅŸaheser olarak nüsha nüsha ortaya dökülecek.Bakın Dünyanın kalp sahası denilen coÄŸrafyalar vardır. Bu coÄŸrafyalar genellikle 30. ve 45. paralel arasındaki bölgelerdedir. Dünya tarihi bu paraleller arasında yer alan ülkelerle belirlenir. BaÅŸkentler ve stratejik saha bu paraleller arasındadır. Dünyanın mistik yani metafizik ötesi varlıklar trafiÄŸi de burada hareketlidir. Tibet’teki gizli dünya tarihinin olduÄŸu “LHASA” ki bu ÅŸehir Tibet’in baÅŸÅŸehri olup, gizli dünya tarihinin olduÄŸu ÅŸehirdir. DiÄŸer taraftan, Atlas Okyanusu’ndaki “Bermuda Åžeytan Üçgeni”, Eski MU ve Atlantis kavimleri gibi bir çok üstün medeniyetlerde bu paraleldeydi. Åžimdi konuyu biraz daha yakın çekim planda deÄŸerlendirirsek, dünyanın günümüzdeki özellikle ikinci Dünya Savaşında sonra kontrol sahası olarak 4 ÅŸehir öne çıktı. Bunlardan biri Londra- Altın Borsa’sının kontrol merkezi, diÄŸeri New York- Dünya Siyasi ve Sosyal ve ekonomik Kontrol Merkezi, Ä°stanbul; Balkanlar-OrtadoÄŸu ve Avrasya Kontrol Merkezi ve bu üçü üzerinden dünyanın idare edildiÄŸi “Kudüs Merkezi”. Yani Ä°stanbul bu üç ayaktan biri. Ve bu yüzyılda en önemlisi!.. Öyleyse ÅŸehre dikilen anıt taÅŸlarının, YuÅŸa tepelerinin, Kız Kuleleri’nin ve de Galataportlar’ın bir hikayesi olmalı. Ve hakikatler hiç ama hiç bilinmemeli…

 

- Affedersiniz ama aklım karıştı. Yani biz içinde bulunduÄŸumuz dünyayı ve ÅŸehri asıl yüzleriyle bilmeden ve göremeden mi yaÅŸatılıyoruz?

 

- Güzel anlamışsınız. Bakın bugünkü teknolojiyi anlatımımızı kolaylaÅŸtırıyor. Meseleleri kıyaslarla benzetmelerle daha iyi anlatabiliyoruz. Dünya bugünkü teknolojik motifleri kullanırsak adeta Dijital bir sayfa gibi. Ä°nternete girip siteyi açtığınız da içindesiniz. Mekanlar arasında dijital sörf (Tayyi mekan) zamanı bir albüm gibi kullanma (Bast-ı Zaman)a da bir yönüyle bu benzetmeyi giydirebilirsiniz. Bakın sayfaya girdiniz kendinizi içeriÄŸe kaptırdığınızda orada yaşıyorsunuz. Kapattınız hiçbir ÅŸey yok. Ama az evvel vardı, dosyalar resimler, argümanlar efektler… Bu ayrı bir konu. Åžimdi her ÅŸehrin bir karakteri vardır. Gün olur ÅŸahıslaşır. Ä°stanbul gün olur çok şık bilge ve dudaklarından hikmetler dökülen bir beyefendidir. Gün olup pejmürde, içli, küfürbaz, hor kullanılmış annecik. Åžehrinizin bir notası, musikisi, kokusu kendine saygısı, yani ruhu var. O ruhu alırlarsa “do” yerine “sol” sesi çıkar.

 

- Para-Petrol ve Son Perde, Bu Topraklarda Petrol Var, Meciddun Dağındaki Sır 3. Dünya Savaşı, Ayasofya ve Patrikhane Üzerinden Oynanan Gizli Oyunlar ve Ä°srail’in Åžifresi. Affedersiniz ama derdiniz nedir?. Niye böylesine çetrefilli konular…

 

- Bakınız AyÅŸe Hanım; ÅŸu anda nerede bulunuyoruz. Üsküdar’da Kızkulesi’nin karşısında. Biz kimiz, nerede yaşıyoruz? Gibi evveliyatta basit gibi görünen sorularla hayatınızın akışını bir an da kestiniz mi?. Saatler sizin için durdu mu? “Ölümcül sessizlik” denilen stratejiyi kendinize uyguladınız mı? Dedim ya Üniversite yıllarında Divan Edebiyatıyla benim önümde yeni bir dünya açıldı. Bir ÅŸiirde “üns” ve “nisyan” kelimelerinin “insan” kelimesinin aslı olduÄŸunu öÄŸrendiÄŸimde dünyam deÄŸiÅŸti. Üns/hatırlamak; nisyan/unutmak yahu biz nasıl bir varlığız ki “unutan ve hatırlayan” manasında “insan” denmiÅŸ bize. Akabinde neyi hatırlarız neyi unuturuz?.. Velhasıl karşınıza alem-i erv ah denilen ruhlar aleminde imzaladığınız o ÅŸifai sözleÅŸme çıkıyor. Eh artık varlığınız buldunuz. Ya yaÅŸadığınız yer? Bir de onu soruÅŸturun. bulu “Edna”dan türetilerek “Dünya” denmiÅŸ. Hem (Feleklerin) göklerin altında olması hem de alçak tabiatlıların taptığı yer olması sebebiyle “alçak yer” olarak ifadelendirilmiÅŸ? Åžimdi bu mantıki tarifi yaptıktan sonra mevzuları nasıl daha iyi deÄŸerlendireceÄŸimizi sanıyorum… Takdir edersiniz ki ilahi eserlerin bir açık bir de derin manası vardır. Derin manasını “Gaybın Askerleri” bilir. Açık manasını ise aklı yeten herkes. Bir eseri bir insanı çözebilmek için önce mantıki, kurgusal ÅŸifrelerini bilmek gerek.

 

Bütün bu iddiaların gerçeklik payı tartışılabilir ancak efsanelere beÅŸiklik eden BoÄŸaz’ın mihenk taşı Kızkulesi’nin gizemini koruyacağı bir gerçek.

netpano .com...ayÅŸe aktaÅŸ