ABDULLAH EFENDİ, DÜRRİZÂDE
ABDULLAH EFENDİ, DÜRRİZÂDE
ABDULLAH EFENDİ, DÜRRİZÂDE
ABDULLAH EFENDÄ°, DÜRRÄ°ZÂDE
(1769-1828)
Üsküdar’da köÅŸkü bulunan Osmanlı ÅŸeyhülislâmlarından. Ä°stanbul’da doÄŸdu (1769-1770). Åžeyhülislâm Dürrîzâde Mehmed Ârif Efendi’nin oÄŸludur. Babasından ve devrin tanınmış bilginlerinden tahsil gördü; icâzet alarak müderrislik hakkını kazandı (1781).
Babasının ÅŸeyhülislâmlığı sırasında önce Ä°zmir, sonra Galata kadısı oldu. III. Selim tarafından Mekke kadılığı, daha sonra Ä°stanbul kadılığı ve Anadolu kazaskerliÄŸi pâyeleri verildi. 1805’te bilfiil Anadolu kazaskeri, iki yıl sonra da nakîbüleÅŸraf oldu. Eyüp Camii’nde II. Mahmud’a kılıç kuÅŸandırdı (1808). Rumeli kazaskerliÄŸi payesini de alan Abdullah Efendi’nin Kabakçı Ä°syanı’nda âsilerle yapılan anlaÅŸmada ve Sened-i Ä°ttifak’ta imzaları bulunmaktadır.
21 Kasım 1808’de ÅŸeyhülislâmlığa getirildi. Ancak muhtemelen ayaklanan bazı zorbaları teÅŸvik ettiÄŸi hususunda II.Mahmud’da bir ÅŸüphe uyanması üzerine azledildi (1810), yerine getirilen Sâmânîzâde Ömer Hulûsi Efendi’nin azli üzerine ikinci defa ÅŸeyhülislâm oldu (1812). Oldukça karışık geçen bu dönemde Sadrazam Ahmed HurÅŸid PaÅŸa’nın zorbaları te’dib kararını tasvip etmeyerek fetva vermemesi sadrazamla birlikte azledilmesine (1815) ve arpalığı olan Manisa’ya gönderilmesine sebep oldu. Bir süre sonra affedildiyse de tekrar Manisa’ya, oradan da Bursa’ya gönderildi. 1823’te Abdülmecid’in doÄŸumu üzerine affa uÄŸrayarak Ä°stanbul’a döndü.
1826’da Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılması sırasında mâzul ulemânın en kıdemlilerinden biri olarak hazırlanan mazbataya imzasını koydu; II. Mahmud’un Kubbealtı’nda akdettiÄŸi toplantıda en önemli ÅŸahsiyetler arasında yer aldı. 1 Aralık 1828’de vefat etti ve Karacaahmet’te Miskinler Tekkesi’ne defnedildi. Dürrizadeler’in DoÄŸancılar’ın ilerisinde bugün PaÅŸakapısı olarak bilenen yerde, geniÅŸ bahçesi denize kadar inen çok görkemli köÅŸkleri vardı.
Sultan II. Mahmud’un bir Ramazan iftarında Üsküdar’da bulunduÄŸu sırada ani bir kararla iftar vaktinde bu köÅŸke gitmesi ve buzdan yapılmış kâse içinde ikram edilen ÅŸerbetle iftarını açması menkıbe olarak anlatılır.
Kaynakça:
Mütercim Âsım, Târih, Ä°stanbul 1284, I, 293; II, 46;
Åžânîzâde Mehmed Atâullah Efendi, Târih, Ä°stanbul 1291, I, 399;
II, 114, 234, 237, 262, 334; IV, 112; Tayyarzâde Atâ Bey, Târih,
Ä°stanbul 1293, III, 72; Ahmed Lutfî, Târih, Ä°stanbul 1290-1328,
I, 146; VIII, 190; Devhatü’l-meÅŸâyih, s. 122-123; Sicill-i Osmânî,
II, 396; Ä°lmiyye Salnâmesi, s. 574-577.
e46; MEHMET İPŞİRLİ
üsküdarbelediyesi'nden alıntıdır.
YORUMLAR