Aziz Mahmud Efendi Sokak



Türbe Kapı Sokağı’nı Doğancılar Caddesi’ne bağlayan sokak, Abdi Efendi, Aliağa, Eski Mahkeme ve Tepsi Fırın Sokağı ile kesişmektedir.


Aziz Mahmud Efendi Sokak

Aziz Mahmud Efendi Sokak

Türbe Kapı Sokağı’nı DoÄŸancılar Caddesi’ne baÄŸlayan sokak, Abdi Efendi, AliaÄŸa, Eski Mahkeme ve Tepsi Fırın Sokağı ile kesiÅŸmektedir. Bu sokak Aziz Mahmud Hüdâî Hazretleri’nin camii’nin ve türbesinin önünde bulunan, Abdi Efendi Sokak ile baÅŸlayıp Aziz Mahmud Hüdâî Türbesi ile sonlanmaktadır. Sokak adını tasavvufun önde gelen isimlerinden Cüneyd-i BaÄŸdadi’nin neslinden ve evliyaullahın büyüklerinden Aziz Mahmud Hüdâî’den almıştır. Seyyidlerden olan Hüdâî hazretleri 1541’de Åžereflikoçhisar’da doÄŸdu. Ä°lk eÄŸitimi Sivrihisar’da geçen Hüdâî, ilmini ilerletmek için Ä°stanbul’a gelmiÅŸ, genç yaÅŸta tefsîr, hadîs, fıkıh ve zamanın fen ilimlerinde büyük bir âlim olmuÅŸtu. Hocası ile birlikte Edirne, Åžam, Mısır ve son olarak Bursa’ya gelmiÅŸ ve bu gittiÄŸi ÅŸehirdeki tasavvuf âlimlerinden ders alarak ilim ve irfanını ilerletmiÅŸtir. Hocasının vefâtı ile Bursa kadılığına getirilen Hüdâî hazretleri Bursa’da Muhammed Üftâde Hazretleri’nden feyz ve sonunda da icâzet almıştır. Üftâde Hazretleri’nin vefâtıyla mânevî bir iÅŸâretle Trakya’ya gitmiÅŸtir. Bir müddet sonra da Åžeyhülislâm Hoca Sâdeddîn Efendi vâsıtası ile Ä°stanbul’a gelmiÅŸtir. Ä°stanbul’da tekke ve camilerde hocalık yapmış talebelere, tefsîr, hadîs ve fıkıh dersleri vermiÅŸ, ilim ve devlet adamlarına kadar uzanan geniÅŸ bir çevre edinmiÅŸti. Daha sonra Üsküdar’da kendi dergâhının bulunduÄŸu yeri satın alarak 1598’de burada bir cami ve bir de dergâh yaptırdı. Medrese olarak da kullandığı dergâhında yüzlerce talebe yetiÅŸtirmiÅŸti. Dergâhı, fakir, zengin demeden her tabakadan insanlarla doluyor, devrin pâdiÅŸahları da ona hürmette kusur etmiyorlardı. 1628’de vefât eden Hüdâî’nin kabri Ä°stanbul Üsküdar’da kendi dergâhı yanındaki türbesindedir. Azîz Mahmûd Hüdâî Hazretleri’nin buraya yerleÅŸmesinden sonra sokak hep onun adı ile zikredilmiÅŸtir. Birçok önemli tarihî ve dinî yapının yer aldığı sokaktaki en önemli yapı Aziz Mahmud Hüdâî Külliyesidir. Cami, imaret, türbe, kütüphane, hünkâr mahfeli, çeÅŸme, derviÅŸ hücreleri, ÅŸeyh evi, fırın ve hamamdan oluÅŸan bu güzel külliye, Üsküdar’ın yüksekçe bir semtinde yapılmıştır. Bu sokakta bulunan bir baÅŸka önemli eser de Aziz Mahmud Hüdâî Efendi Mektebi idi. Mektep, Aziz Mahmud Hüdâî Efendi Camii’nin kıble tarafında ve Kapıcı Çıkmazı ile Aziz Mahmud Efendi Sokağı arasındaki dar saha üzerine yapılmıştı. Mektep 1850’de cami ile beraber yanmış ve kısa bir müddet sonra da Sultan Abdülmecid tarafından yeniden yapılmıştı. Aziz Mahmud Hüdâî Sokağının Açık Türbe Sokağı ile kesiÅŸtiÄŸi köÅŸede Sadrazam Halil PaÅŸa tarafından yaptırılan Halil PaÅŸa Celvetî Dergâhı bulunmakta idi. Günümüzde bu dergâhtan eser kalmamıştır. Sadece dergâhın hemen yanında bulunan Halil PaÅŸa’nın 1799’da yapılmış olan türbesi ayaktadır. Halil PaÅŸa’nın oÄŸlu Mahmud PaÅŸa da babasının türbesinin yanına kendisi için yeni bir türbe yaptırmıştır. Bu sokakta bulunan bir baÅŸka türbe de Cennet Efendi Türbesi’dir. Cennet Efendi 17. Yüzyıl ÅŸairlerinden olup Aziz Mahmud Hüdâî Hazretleri’nin müridi olmuÅŸtur. Cennet Efendi’nin “Tevelliye” isimli risalesi, tefsirleri ve Fenaî mahlası ile yazdığı ilahilerinin yer aldığı bir de Divanı bulunmaktadır. Cennet Efendi Türbesi de 1961 yılında yanındaki ahÅŸap bir evde çıkan yangın sonucu yanmış, günümüze yalnızca duvarları gelebilmiÅŸtir. Aziz Mahmud Hüdâî Sokağının Açık Türbe Sokağı ile kesiÅŸtiÄŸi köÅŸede Ahmet Çelebi Camii ve onun karşısında da Minkarizâde Yahya Efendi Medresesi bulunmaktadır. Kaptan PaÅŸa Sokağı ile Aziz Mahmud Efendi Sokağı arasında ve set üzerinde bulunan Kaptan PaÅŸa Camii ünlü Osmanlı Kaptan-ı Deryalarından olan Kaymak Mustafa PaÅŸa tarafından yaptırılmıştır.