Havuzbaşı Sokak
Yeniyol ve Havuzbaşı Dereüstü sokaklarını Çengelköy ve Yalıboyu Caddesi’ne bağlayan sokaktır. Mustafa Gümüşay Caddesi ile kesişen sokak Şeyh Nevruz Camii’nin üzerinde bulunduğu sokaktır. Sokak adını Çengelköy’de bir semt değil, Çengelköy’ü de kapsayan bir mahalle olan tarihî Havuzbaşı Mahallesi’nden almaktadır.
Havuzbaşı Sokak
Havuzbaşı Sokak
Yeniyol ve Havuzbaşı Dereüstü sokaklarını Çengelköy ve Yalıboyu Caddesi’ne baÄŸlayan sokaktır. Mustafa GümüÅŸay Caddesi ile kesiÅŸen sokak Åžeyh Nevruz Camii’nin üzerinde bulunduÄŸu sokaktır. Sokak adını Çengelköy’de bir semt deÄŸil, Çengelköy’ü de kapsayan bir mahalle olan tarihî Havuzbaşı Mahallesi’nden almaktadır. Burada bulunan havuzun başı bir bekçi tarafından beklenilmekte idi. Åžubat 1863’de Beylerbeyi’nde Havuzbaşı adlı mahallin Bekçisi Emin AÄŸa’nın servi aÄŸaçlarını kesmesinin önlenmesi için Beylerbeyi halkı harekete geçmiÅŸ ve devlet de bu duruma müdahale ederek, aÄŸaçların kesimi engellenmiÅŸti. Sultan II. Abdülhamid döneminde burası biraz daha imar edilmiÅŸ ve geliÅŸtirilmiÅŸti. Önce Havuzbaşı’ndaki saltanat konağı tamir edilmiÅŸti. Sonra orada bulunan kahve geniÅŸletilmiÅŸ, okul yapımı için arazi tahsis edilmiÅŸ, Havuzbaşı Meydanı’ndan baÅŸlayarak Beylerbeyi Karakolhanesi önüne kadar olan cadde ÅŸosesi ve kaldırımının tamiri yapılmıştı. Åžeyh Abdullah Efendi Tekkesi, Kadiri Dergâhı ve Afganiler Dergâhı ile Havuzbaşı beyaz bir köÅŸkte oturmuÅŸtu. Döndükten sonra yine Havuzbaşı’nı tercih etmiÅŸ ve Havuzbaşında Nevruz bahçesinde büyük bir fıstık aÄŸacı bulunduÄŸu için “Fıstıklı KöÅŸk” diye anılan BoÄŸaz’a hâkim bir köÅŸk kiralamıştı. Bazı araÅŸtırmacılara göre Mehmed Akif; Ä°stiklal Marşı’nın bir bölümünü sık sık geldiÄŸi Nevruz Camii’nde yazmıştı. Havuzbaşı Tekkesi olarak da bilinen Åžeyh Nevruz Tekkesi bu sokak üzerindedir. Havuzbaşı Mevkii’nde Havuzbaşı Sokağı ve Havuz Deresi sokaklarının kesiÅŸiminde yer alır. Bir iç avlu etrafında ÅŸekillenen binalardan oluÅŸan yapılar grubunun güneyinde tevhidhane ile kuzey kanadında harem, selamlık ve mutfak, bölümleri yer alır. Åžeyh Nevruz Tekkesi kaynaklarda Afgânî Kalenderhânesi ve Özbekler Tekkesi olarak da anılır. 1884 tarihli bir belgede NakÅŸibendiyye’ye, 1890 tarihli Mecmûa-i Tekâya’da ise Kâdiriyye’ye baÄŸlı olduÄŸu kaydedilen tekke, büyük bir ihtimalle 19. Yüzyılın üçüncü çeyreÄŸi içinde tesis edilmiÅŸtir
YORUMLAR