Çingenelerin Üsküdar’daki Tarihi - 1
İstanbul’un fethinden sonra, Gümülcine’ye bağlı Menteşe Sancağı’ndan getirilerek Edirnekapıya yerleştirilen Çingeneler, daha sonra XVIII. Yüzyılın başlarında şehrin iç kısımlarına, bilhassa Fatih Camii civarındaki Büyük Karaman ve Dülger-Zade mahallelerine yayılmışlardır
Çingenelerin Üsküdar’daki Tarihi
Çingenelerin Üsküdar’daki Tarihi
Ä°stanbul’un fethinden sonra, Gümülcine’ye baÄŸlı MenteÅŸe Sancağı’ndan getirilerek Edirnekapıya yerleÅŸtirilen Çingeneler, daha sonra XVIII. Yüzyılın baÅŸlarında ÅŸehrin iç kısımlarına, bilhassa Fatih Camii civarındaki Büyük Karaman ve Dülger-Zade mahallelerine yayılmışlardır. Fakat iÅŸledikleri ananevî suçlar nedeniyle bu yerlerden kaldırılarak Sulukule, Yenibahçe, Ayvansaray-Lonca, Üsküdar- Selâmsız, KasımpaÅŸa–Hacı Hüsrev, BeyoÄŸlu–YeniÅŸehir-Sazlıdere semtlerine ve Büyükdere–Çayır mahallelerine yerleÅŸtirilmiÅŸlerdir.
XVI. yüzyılda istanbul’daki en ünlü çingene yerleÅŸim bölgesi Hacı Hüsrev’dir. Hacı Hüsrev, çingenelerin yerleÅŸik düzene geçtikleri ilk mahalle olarak bilinmektedir. Osmanlı Döneminde çingenelerin ilk sıralar Üsküdar’da sadece XVI. yüzyılda Çingene Fırın› olarak bilinen bir mekân dıflında yerleÅŸim yerine sahip olmadıkları, ancak XVIII. yüzyılda Selâmsız semtine iskân edilmeleriyle Üsküdar’da belirli bir yekûn teÅŸkil etmiflÅŸerdir. Bu semte yerleÅŸtirildikten sonra Üsküdar’ın farklı bir kimlik bürünmesine sebep olmuÅŸlardır. Ayrıca Üsküdar ÅŸier’iye Sicillerine göre, Çengelköy’de bir miktar gayrimüslim çingenenin de yaÅŸamış olduÄŸu tespit edilmiÅŸtir. XVI. yüzyılın ilk yarısına ait 14 ve 26 numaralı istanbulÅŸer’iyye Sicilindeki bir kayda göre; deÄŸirmenlerden fırınlara dağıtılan un listesinde Üsküdar’ın Çingene mahallesindeki “Çörekçi Fırını”nın da adı geçmektedir.
“Çingene Fırını Camii [Mescidi]” adıyla an›lan yapı, bu ismini Osmanlı Döneminde“Çingene mahallesi” olarak ÅŸöhret bulan Selâmsız semtindeki “Çörekçi Fırını”ndan almıştır. Bu durum, XVI. yüzyılın ilk yarısında Üsküdar’da çingene varlığına rastlanıldığını ve çingene meslekleri arasında fırıncılığın da bulunduÄŸu göstermektedir
Evliya Çelebi (1611-1683), Üsküdar’da 70 Müslim, 11 Rum ve Ermeni, 1 de Yahudi mahallesinin ismini saydığı halde Çingene mahallesinden söz etmemiÅŸtir.Bu tarihlerde Selâmsız Çingenelerinin henüz Üsküdar’a gelmemiÅŸ olduÄŸu yorumu yapılabilirse de, ÅŸer’iye sicillerinden XVI. yüzyılın ilk yarısında Üsküdar’da çingene varlığına rastlanıldığı ve çingene meslekleri arasında fırıncılığın da olduÄŸu anlaşılmaktadır. Ancak daha muteber kaynaklardan edinilen bilgilere göre,Selâmsız Çingenelerinin Üsküdar’a XVIII. yüzyıl ortalarına doÄŸru, muhtemelen 1730-1735 tarihlerinde gelmiÅŸ oldukları tahmin edilmektedir.
Hayat Tarzları
Çingene toplumu, Çingene olmayanların [gacoların] çeÅŸitli ön yargılarına maruz kalmalarına raÄŸmen kendi geleneklerini ve hayat tarzlarını büyük ölçüde muhafaza edebilmiÅŸlerdir. Bundaki en büyük pay, diÄŸerlerini ötekileÄŸtirerek kendi özgün kültürlerini dış etkilere kapalo hale getirebilmiÅŸ olmalarıdır. YaÅŸamlarının bir arada olması, mahalledeki çingene kültürünün devam etmesi için önemli bir unsurdur. Bu kültürün baskın olması, diÄŸer yerlerden gelen çingeneler/romanların mahalleye yerlelÅŸmelerinde de etkili olmaktadır. Ayrıca demografik çoÄŸunluÄŸun çingenelerden oluÅŸması, semtteki çingenelere hayat tarzlarını devam ettirmede büyük kolaylıklar saÄŸlamaktadır.Semtteki günlük yaÅŸam hareketli, canlı ve gürültülü bir görünüme sahiptir. Bu kavgalı, gürültülü ve renkli yaÅŸam diÄŸerlerini [gacoları] rahatsız etse de, çingeneleriçin olaÄŸan bir durum olarak algılanmaktadır.Semtteki çingenelerde homojen bir yapıdan söz etmek mümkün deÄŸildir.Semt çingenelerini “YerleÅŸik Çingeneler/Romanlar” ve “Yarı Göçebe Çingeneler/Romanlar”olarak iki grupta toplamak mümkündür. Yarı göçebe durumdaki çingeneler/Romanlar yerleÅŸik olanlara göre daha varlıklı durumdadırlar. Yarı göçebe konumdakiler, çalışmak üzere yaz mevsimi baÅŸlamadan Akdeniz bölgesindeki turistlik bölgelere göçmekte, sonbahar mevsimiyle beraber tekrar mahalleye dönmektedirler.
Tekkekapılı olarak adlandırılan grup semte ilk yerleÅŸen Çingene/Roman gurubu olup yerleÅŸik bir hayat sürmektedirler. Bunlar, mahallenin yerleÅŸik hayata geçen en eski gurubu olmakla övünmektedirler. “Tekkekapolo” adono, Selâmsız semtindeki Tekkekapısı denilen yerde bulunan “Selâmsız Selami Ali Efendi Tekkesi”nden almıştır. Selami Ali Efendinin yapmış olduÄŸu “Selâmsız Selami Ali Efendi Tekkesi”nden bugün eser kalmamıştır.
Mahalledeki yar› göçebe konumundaki en büyük Çingene/Roman grubu ise Bandırmalı” diye tanımlanan gruptur. Bu grubun “Bandırmalı” diye tanımlanması nın sebebi, semte Bandırma’dan göç etmiÅŸ olmalarıdır. Büyüklerinin Bandırma’ya mübadele sırasında Selanik’ten geldiklerini söylemektedirler. Özellikle Atatürk’ün hemÅŸehrisi olmakla da öÄŸünmektedirler
Aile Yap›lar›
Temel toplumsallÅŸma aracı bütün toplumlarda ailedir. Aile, kültürü aktaran baÅŸlıca araçtır. ÇocuÄŸun ilk toplumsallaÅŸması da aile ortamında gerçekleÅŸmektedir. Çingene toplumunda aile hayatın tam merkezinde yer almakta ve mevcut kültürün aktarılmasında en önemli iÅŸlevi görmektedir.Mahalledeki çingene ailesi, geleneksel genifl aile karakterini taşımaktadır. Bu geniÅŸaileyi; ana, baba, çocuklar, büyük anne ve büyük babalar oluÅŸturmaktadır. Aileyi oluÅŸturan öÄŸelerin tek tek ele alınarak aile içerisindeki iÅŸlevlerinin ortaya konması, Çingene/Roman aile yapısının daha iyi anlaşılmasını saÄŸlayacaktı
Ailede Rol ve Statü Dağılımı
Birbirleriyle iliÅŸkili birtakım davranış kalıpları bir toplumsal iÅŸlev etrafında toplandığında, toplumsal rolleri oluÅŸtururlar. Bu anlamıyla bir aile üyesinden bazı tutum, davranış ve ayrıcalıklar beklenir. Birey, kendisinden beklenen bu davranış kalıplarına uyduÄŸu takdirde, rolünü yerine getirmiÅŸ olur. Toplumsal rol bir kiÅŸinin ne yaptığını gösteren iÅŸlevsel ve dinamik bir kavramdır. Toplumsal statü ise bu rolün önemine verilen deÄŸeri ifade eder. Çingene ailelerindeki yaÅŸamı ahlâkî ve geleneksel normlar belirlemektedir. Aile içersinde erkekler ve kadınlar bu normlar çerçevesinde ailedeki rollerini üstlenirler.Bu çerçevede erkekler ailenin reisi olup ailenin geçimini saÄŸlamaktan sorumludurlar. Kadınların aile içersindeki rolü, ev iÅŸlerini yürütmek, anne olmak,
Çocukların bakımını üstlenmek ve ailenin geçimini saÄŸlama konusunda erkeÄŸe yardımcı olmaktır. Bu rol dağılımlarını semtte de görmek mümkündür.Ailede çocukların büyütülmesi daha çok kadınların sorumluluÄŸundadır. Ev dışında gelir getiren iÅŸte daha çok erkeklerin çalışması yaygın olmakla birlikte, bu konudada ailelere ve gruplara göre farklılık görülmektedir. Bazı gruplarda ekonomik katkı saÄŸlamaları amacıyla kadınların çalımalarına izin verilirken, Bandırmalılar gurubunda ve bazı ailelerde kadınların çalışmasına iyi bakılmamaktadır. Semtte “Kâğıtçılar” olarak adlandırılan Çingene/Roman grubunda ise ailenin tüm bireyleri çalışmaktadır. Bu ailelerde kazanılan günlük paralar evin kadınına teslim edilmekte ve evin tüm ihtiyaçlarının kadın tarafından giderilmesi saÄŸlanmaktadır.Kadınların çalışması konusunda herhangi bir kısıtlama olmayan bir diÄŸer Çingene/Roman gurubu da Tekkekapılı olarak adlandırılan guruptur. Bu gruptaki kadınlar daha çok hamamlarda ve çocuk bakıcıcılığı gibi iÅŸlerde çalışmaktadırlar.Erkekler iÅŸ hayatında aktif rol almakta, ailenin geçiminde birinci derecede kendilerinisorumlu tutmaktadırlar. Ancak ev iÅŸleri konusunda herhangi bir görev almamaktadırlar. Ev iÅŸleri tamamen kadınların sorumluluÄŸuna bırakılmaktadır. Romanailelerinde otorite figürü babadır. Ailede diÄŸer bireyler babanın otoritesine baÄŸlıdır.
Yaşlılara Bakış
Gelenek ve tecrübenin koruyucusu olan yaÅŸlılar, bütün Çingene gruplarında çok saygın ve yüksek bir konuma sahiptir.Selâmsız Çingene/Roman ailelerinde de yaÅŸlılara çok önem verilmekte ve saygı gösterilmektedir. Mahalledeki ailelerin büyük çoÄŸunluÄŸu geniÅŸ aile modeline uygun ailelerdir. Her ailenin yaÅŸlısı evlenen erkek çocukları ile birlikte yaÅŸamaktadır. GörüÅŸülen kiÅŸiler, yaÅŸlıların bakımının öncelikle çocukları tarafından yapıldığını, çocukları olmayan yaÅŸlıların ihtiyaçlarının ise yakınlar›Ä±veya mahalleli tarafından karşı landığını, ayı›ca mahallede hiçbir yaÅŸlının huzur evine gönderilmediÄŸini ifade etmiÅŸlerdir. Ailede yaÅŸlıların özellikle kendi torunlarının bakımları ile yakından ilgileindikleri gözlenmiÅŸtir. YaÅŸlılar ile beraber oturamayan kardeÅŸler sıkça aile büyüklerini ziyaret etmekte ve onlarla yakından ilgilenmektedirler. YaÅŸlı
kadınlar ile mahalledeki çocuklar arasında sıcak bir iliÅŸkinin olduÄŸu ve kız çocukların -ceviz oyunu gibi- oyunlarına yaÅŸlı kadınların da iÅŸtirak ettikleri gözlenmiÅŸtir. Ayrıca mahalledeki yaÅŸlı kadınlar, genç kızların geleneklerine baÄŸlıkalmasında otokontrol görevi de yapmaktadırlar.
Çocuklar
Ülkemizde Çingene/Roman vatandaÅŸlarımızın çok çocuklu aile yapısını büyük ölçüde devam ettirdikleri görülmektedir. Oysa günümüz Avrupa Çingeneleri için çok çocuk barınma, yetiÅŸtirme, eÄŸitim gibi birçok açıdan aileye sıkınt› kaynağı olarak algı-lanmaktadır. Öyle ki, çocuklu aileler artık zengin olarak telâkki edilmemektedir.Selâmsız semtindeki Çingene/Roman ailelerin çocuk sayısı iki ile üç arasında deÄŸiÅŸmektedir. Yeni evlenen çiftlerin ortak görüÅŸü çok çocuk sahibi olmama yönündedir. Mahalledeki Çingene/Roman ailelerinin çocuklarına olan düÅŸkünlükleri dikkat çekici boyutlardadır. Çocuklara aile dışındakilerce yapılacak her türlü kötü muamele kavga sebebi olarak görülmektedir. Ailelerin çocukları ile iliÅŸkileri daha çok öz bakım ihtiyaçlarını karşılama üzerine kuruludur.Çocuklar çiçek veya mendil satıcılığı, ayakkabı boyacılığı ve iÅŸportacılık gibi çeÅŸitliiÅŸlerde çalışarak ailenin geçimine katkıda bulunmaktadırlar.
Ailelerin çocukları ile iliÅŸkileri, serbest [kuralsız] tutum üzerine kuruludur. Bundan dolayıdır ki, okula devam edip bırakan çocukların aileleri “okuldaki ortamın çok kurallı ve disiplinli” olmasından dolayı çocuklarını okula devam ettirmekte güçlük çektiklerini belirtmiÅŸlerdir. Çocuklar sokak aralarında arkadaÅŸlarıyla geç saatlere kadar oynamakta, aileler ise çocuÄŸa her hangi bir sınırlama getirmemektedirler. Kız çocukları daha çok“ceviz oyunu” ve “seksek” oynarken, erkek çocukları babalarının yanında çalışarak erken yaÅŸlarda çalışma hayatına atılmaktadırlar. Mahallede roman olmayan çocuklar bu oyunlara katılmamaktadırlar.
Selâmsız Çingene/Roman
TopluluÄŸunun Sosyo-Kültürel Yapısı
Üzerine Bir Çalışma
T A N E R C A N P O L A T
M U A M M E R A K
YORUMLAR