İstanbul Semtlerinin Adları Nereden Geliyor?
İstanbul’un en bilindik, ilginç ilçe semt isimleri nereden geliyor ? İşte başta Sarıyer olmak üzere İstanbul’un en bilindik yerlerinin isimlerinin geldiği yerler;
İstanbul Semtlerinin Adları Nereden Geliyor?
Acıbadem:
Eskiden geniÅŸ çayırların, baÄŸların, bahçelerin ve koruların arasında Osmanlı saray mensuplarının, sultanların, ÅŸehzadelerin, paÅŸaların köÅŸklerinin bulunduÄŸu Acıbadem, bugün yoÄŸun yerleÅŸme alanıdır. Bu yoÄŸun yerleÅŸme arasında, geçmiÅŸin izlerini taşıyan yapılar ve mekânlar vardır. Semtin NiÅŸantaşı olarak bilinen kesimine II. Mahmud döneminde bir niÅŸan taşı dikilmiÅŸtir. PadiÅŸahın, bugün yerinde bulunmayan kasrından bin adım uzaktaki bir yumurtayı vurduÄŸu, bu niÅŸan taşının da buraya dikildiÄŸi söylenir.
Acıbadem semtinin önemli tarihsel yapıları arasında, Abdülaziz Av KöÅŸkü, Ä°brahim AÄŸa Camii, Ethem kaptan Camii, Faik PaÅŸa Camii olarak da bilinen kare planlı ve tek minareli Acıbadem Camii, Acıbadem ÇeÅŸmesi, Ayrılık ÇeÅŸmesi sayılabilir.
Ahırkapı:
Marmara Denizi’nin kıyısında yer alan yedi ahır kapısından birisi olan bu semte, padiÅŸah atlarının bulunduÄŸu has ahırın yanında yer aldığı için Ahırkapı ismi verildi.
Aksaray:
Fatih’in sadrazamı Ishak PaÅŸa, Iç Anadolu Bölgesi’ndeki Aksaray’ı ele geçirdikten sonra orada yaÅŸayan bölge insanlarını bugünkü Aksaray semtinin
bulunduÄŸu yere gönderir. Aksaraylılar da semte adlarını verirler.
AÅŸiyan:
KuÅŸ yuvası. Günümüzdeki ismini ÅŸair Tevfik Fikret’in burada bulunan, Farsçada kuÅŸ yuvası anlamına gelen ‘AÅŸiyan’ isimli evinden alıyor.
Ayrılık ÇeÅŸmesi:
Ä°stanbul’un Kadıköy ilçesi RasimpaÅŸa mahallesi sınırları içinde kalan tarihî bir yapı ve aynı zamanda bölgenin adıdır. Ä°lk inÅŸa tarihine iliÅŸkin kesin bir bilgi olmamakla birlikte 17. yüzyılın başında KızlaraÄŸası Gazanfer AÄŸa tarafından bir namazgâh ile birlikte yaptırıldığı sanılmaktadır. ÇeÅŸme üzerindeki kitabelere bakıldığında, daha sonraları çeÅŸmenin 1741 yılında KızlaraÄŸası Ahmet AÄŸa ve 1921-1922 yıllarında 5. Mehmet’in torunu Düriye Sultan tarafından olmak üzere iki kez tamir ettirildiÄŸi öÄŸrenilmektedir. Kimi kaynaklar çeÅŸmenin geçmiÅŸini Bizans dönemine kadar dayandırmaktadır
ÇeÅŸmenin adının kökeni konusunda kesin kabul görmüÅŸ yazılı kaynak yoktur. Fatih Sultan Mehmet döneminden sonra doÄŸu yönüne sefer düzenleyen Osmanlı padiÅŸahlarının son sefer hazırlıklarının tamamlandığı ve yola koyulmak için toplandığı yerin çeÅŸmenin de içinde bulunduÄŸu eski Ä°brahimaÄŸa Çayırı olduÄŸu bilinmektedir. Ayrıca Mekke’ye gitmek üzere yola çıkan Hacı kafileleri ve Surre Alayları’nın da burada toplaşıp uÄŸurlandığı bilinmektedir. Rivayete göre ÅŸehirden ayrılan kafileler son olarak buradan uÄŸurlandığı için çeÅŸmenin adı Ayrılık ÇeÅŸmesi olarak halk diline yerleÅŸmiÅŸtir.
BaÄŸdat Caddesi:
Ayrılık ÇeÅŸmesi bölgesinden sefere uÄŸurlanan padiÅŸahlar içinde 4. Murat da vardır. BaÄŸdat seferine giderken izlediÄŸi yola da halk BaÄŸdat Yolu adını vermiÅŸ ve bugün hâlâ BaÄŸdat Caddesi adı kullanılmaktadır.
Bağlarbaşı:
Semt, en ünlü baÄŸ ve bahçelerin bir dönem burada yer almasından dolayı bu adla anılıyor.
Bakırköy:
Bizanslıların ‘Makri Hori’ dedikleri semt, 14. yüzyılda Osmanlıların eline geçince ‘Makriköy’ adını aldı. 1925′te ulusal sınırlar içindeki yabancı kökenli adların deÄŸiÅŸtirilmesi sırasında Atatürk’ün isteÄŸiyle semt Bakırköy adını aldı.
Bebek:
Rumeli Hisarı’nın yapımı ve Ä°stanbul’un kuÅŸatması sırasında Fatih, bu bölgenin kontrol edilme görevini Bebek takma adıyla anılan bölükbaşına vermiÅŸ. Ä°sim oradan geliyor.
Beyazıt:
Sultan II. Beyazıt’ın buraya kendi ismiyle anılacak bir külliye yaptırmasından sonra semt, Beyazıt olarak anılmaya baÅŸladı.
Bostancı:
Semt, adını eskiden her türlü meyve ve sebzenin yetiÅŸtirildiÄŸi bostanlardan biri olmasından alıyor.
Çatladıkapı:
Bizans zamanında yapılan surların Sidera adı bir verilen kapısı, 1532 tarihinde meydana gelen depremde çatlayınca, hem semt hem de kapı
Çatladıkapı olarak anılmaya baÅŸladı.
ÇemberlitaÅŸ:
Bizans’ın en önemli meydanlarından Constantinus Forumu’nun bulunduÄŸu yerdeki büyük sütunlardan birisi olan ÇemberlitaÅŸ, semte adını verdi.
Çengelköy:
Eskiden gemi çapaları bu köyde yapıldığı için isminin buradan geldiÄŸi tahmin ediliyor.
Eminönü:
Osmanlı döneminde çarşıdaki esnafı denetleme yetkisi ‘Emin’lere aitti. Semt, adını burada bulunan ‘Gümrük EminliÄŸi’nden alıyor.
Feriköy:
Çok deÄŸil, yüzyıl öncesine kadar, yerinde Aya Dimitri köyünün bulunduÄŸu ve çoÄŸunluÄŸunu Rumların oluÅŸturduÄŸu bu küçük Ä°stanbul yerleÅŸiminin ormanlık bir araziye açılması, Ä°stanbul’un namlı avcılarının gelip avlandığı avlak bir alana dönüÅŸmesine neden olmuÅŸtur. Bu avcılardan biri de, Ä°zmir ve Ä°stanbul’un soylu lavantenlerinden, ticaretle uÄŸraÅŸan Fransız mösyö Ferry’dir. Galata’da ikamet eden Ferry, tatil günlerinde tüfeÄŸini alıp Aya Dimitri’ye gider ve oradaki arazide sık sık avlanır ve sonunda bu güzel, küçük ÅŸirin köyde yalı-köÅŸk yaptırmaya karar verir. Ferry’ler zaman zaman gelip kalırlar bu köÅŸkte ve geçen zaman içinde o zamanın kimi gazete ve haberlerinde de yazılmış olduÄŸu gibi Aya Dimitri adı, Mösyö Ferry’nin köyü diye anılmaya baÅŸlar. Feriköy’de, geçmiÅŸten günümüze kalmış tarihi mekanlar arasında Sokullu Mehmet PaÅŸa’nın sadrazamlığı döneminde yapılmış 1570 tarihli Darüsaade AÄŸası Behram ÇavuÅŸ Camisi, 1868 tarihli, 12 havariye adanan Dekema Apostoli Rum Kilisesi, 1861 tarihli Sırpots Vartanans Ermeni Kilisesi, Latin ve Protestan mezarlıkları bulunmaktadır. Protestan mezarlığı’nda yatan ünlü kiÅŸilerden biri de, kaleme aldığı Ä°stanbul yazıları ve yayımladığı rehber kitaplarıyla tanınan eÄŸitmen, arkeolog ve tercüman rehber Ernest Mamboury’dir. Yazın hayatı döneminde Ä°stanbul’u kaleme almış bir baÅŸka Ä°stanbul sevdalısı Salah Birsel de Feriköy’deki Ä°slam Mezarlığı’nda yatmaktadır. Bir zamanlar Mösyö Ferry’nin küçük köyündeki 500 kiÅŸilik nüfus bugünün Feriköy’ünde 50 bine ulaÅŸmış durumdadır.
Galata:
Gala, Rumca da “süt” anlamına geliyor. Bir rivayete göre Galata’nın adı semtteki süthanelere gönderme yapılarak türetildi. BaÅŸka bir görüÅŸe göre ise
Italyanca ‘denize inen yol’ anlamına gelen ‘galata’ kelimesi düÅŸünülerek bu isim verildi.
Göztepe:
Ä°stanbul, Anadolu Yakasında, Kadıköy Ä°lçesi sınırları içinde bulunan bir mahalledir. Ä°smini Merdivenköy, Åžahkulu Dergahının ÅŸeyhi olan Gözcü Baba’nın gözetleme yaptığı bölgeden almıştır.
Peki Gözcü baba nereyi gözetliyordu?
Åžuan dergahın binası olan yapının olduÄŸu bölgede Bizans döneminde Bizans imparatoru Andronikos’un av köÅŸkü vardı. Orhan Gazi’nin Ä°zmit’i fethinde barış antlaÅŸması bu köÅŸkte imzalanmıştır. Barış ÅŸartları arasında, “köÅŸk”ün ahi tekkesi olarak kullanılması da vardı. KöÅŸk, Türk egemenliÄŸi altında olduÄŸu dönemlerde uzun yıllar BektaÅŸi kültürünün yaÅŸatılması amacıyla BektaÅŸiler tarafından kullanılmıştır. Çelebi Sultan Mehmet zamanında tekkenin ahi baba ÅŸeyhlerine Bizans’ı gözetleme görevi verilmiÅŸtir. O dönemden sonra ahi baba ÅŸeyhlerine gözcü baba denmeye baÅŸlanmıştır. Yakın zamana kadar buradaki taÅŸ binada tekkenin ÅŸeyhleri oturmuÅŸtur. Son sahibi Hasan Tahsin baba’dır. Åžu anda Åžahkulu Sultan Dergahı olarak Alevi Cemaati ve Kültürü’nün yaÅŸatıldığı merkezlerden biridir.
KoÅŸuyolu:
Acıbadem’in komÅŸu semti KoÅŸuyolu, Osmanlı saray mensuplarının at bindikleri, 1900-1920 yıllarında ise at yarışlarının düzenlendiÄŸi semttir.
Okmeydanı:
Fetih Ordusu, kuÅŸatmanın bir kısmını burada kurulan karargâhta geçirmiÅŸ. Semtin ismi de böylelikle Okmeydanı olarak kalmış.
ÅžiÅŸli:
ÅžiÅŸ yapımıyla uÄŸraÅŸan ve ÅžiÅŸçiler diye anılan bir ailenin burada bir konağı olduÄŸu ve ‘ÅžiÅŸçilerin Konağı’nın zamanla deÄŸiÅŸikliÄŸe uÄŸrayarak ‘ÅžiÅŸlilerin
Konağı’ hâline gelmesiyle semtin adının ÅžiÅŸli olarak kaldığı anlatılıyor.
Şaşkınbakkal:
Henüz yerleÅŸimin olmadığı dönemlerde yaz günleri denizden yararlanmak için bölgeye gelenlere bir bakkal dükkânı açıldığını görenler, burada iÅŸ yapılmayacağını düÅŸünerek bakkala “ÅŸaÅŸkın bakkal” yakıştırması yaptılar. Bundan sonra da semt ÅžaÅŸkınbakkal olarak anılmaya baÅŸlandı.
Sütlüce:
Bugün Sütlüce semtinin olduÄŸu yerde Süt Menbat isimli bir Rum köyü vardı. Köyün bir köÅŸesindeki bakır bir kadın heykelinin memelerinden su akar; bu suyun, kadınların sütünü çoÄŸalttığına inanılırdı. Bundan dolayı semt, Sütlüce olarak anılır oldu.
Taksim:
Osmanlı zamanında su kemerleriyle civar yerleÅŸimlerdeki sular buraya getirilir ve buradan Ä°stanbul’un semtlerine taksim edilirdi(dağıtılırdı). Osmanlı’dan önce Bizans’ın da aynı bölgeyi taksim noktası olarak kullanmış olma ihtimali yüksektir.
TeÅŸvikiye:
Sultan Abdülmecit’in bir mahalle kurulması için teÅŸvikte bulunduÄŸu semtin adı TeÅŸvikiye olarak kaldı. Bu durumu, Harbiye Karakolu ile Rumeli ve
Valikonağı Caddelerinin kesiştiği kavşakta bulunan iki taş belgeliyor.
Unkapanı:
Bazı satış yerlerinde Arapça’da ‘Kabban’ adını taşıyan büyük teraziler bulunduÄŸundan, buraları Kapan adını taşırdı. Sahiline buÄŸday ve arpa yüklü gemiler demirlediÄŸinden, semt bu adı aldı.
Üsküdar:
Bizans devrinde, Skutari denilen asker kışlaları, ÅŸehrin bu yakasında yer aldığı için semt Skutarion diye anılıyordu. Bu isim zamanla Üsküdar’a dönüÅŸtü.
Veliefendi:
Hipodrom bir zamanlar Åžeyhülislam Veli Efendi’nin sahibi olduÄŸu topraklar üzerinde kurulduÄŸundan semtin adı Veli Efendi’yle anılıyor.
Zincirlikuyu:
1870 yılında Sultan Aziz’in oÄŸlu Veliaht Yusuf Ä°zzettin Efendi için yaptırılan yazlık saray ile kurulan ve geliÅŸmeye açılan semt. Veliahtın, adı geçen köÅŸkte 1917 de bileklerini keserek intihar etmesi ya da öldürülmesiyle adı uÄŸursuz semte çıkan yer konut alanı olarak fazla geliÅŸmemiÅŸ ve bu sebepten dolayı mezarlık Yusuf Ä°zzettin Efendi’nin av köÅŸkünün bahçesine kurulmuÅŸtur. Av köÅŸkü ise halen yapı meslek lisesi olarak kullanılmaktadır. Semtin adı köÅŸkün hemen aÅŸağısında bulunan ve bugün izi bile kalmayan kuyudan gelir.
Derleyen: Deniz Kartal (kartaldeniz@yahoo.com)
dünyalılar.....
YORUMLAR